CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’ye adalet ve hukuku getireceğini söyleyerek, “Devletin dini adalettir. Adaleti getirmeye hazır mısınız? Benim de size sözüm olsun; sizin için çalışacağım, hiçbir ayrım yapmadan çalışacağım. 85 milyona hizmet edeceğim, hiçbir ayrılık gayrılık olmayacak. Herkesin kimliğine herkes saygı duyacak. Herkesin kimliği kendi şeref ve onurudur" dedi.
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ağrı’da Dörtyol Kavşağı’nda düzenlenen ‘Millet Buluşması’nda vatandaşlara hitap etti. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun de yer aldığı etkinlikte Kılıçdaroğlu, konuşmasına “Hiç meraklanmayın hak, hukuk ve adaleti ne pahasına olursa olsun bu ülkeye getireceğim. Bu ülkeye huzuru, bereketi getireceğim, kucaklaşmayı getireceğim" diyerek başladı. Kılıçdaroğlu, gençliğinin Patnos’ta geçtiğini ifade ederek rahmetli babasının, torununa görkemli Süphan Dağı’nın ismini verdiğini, Süphan’ın da İzmir’de çalıştığını söyledi.
'KUL HAKKI YEMEDİM, YEDİRMEYECEĞİM'
Ağrı’da ciddi sorunlar olduğunu bildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Biz neden bir değişim istiyoruz? 22 yıldır iktidarlar, Ağrı gibi bir kentin hala kanalizasyonu yoksa, suları doğru düzgün akmıyorsa bir sorun var demektir. Yuh çekmeyin, sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Yuhla bir şey olmaz, sandıkla olur. Bunlardan birisi kalktı dedi ki; ‘Sandığa gider oy verirler, iktidar değişirse sözde darbe olurmuş' Darbeyi siz yapıyorsunuz. Yargıda adalet yok. Sadece mahkeme salonlarında olmaz adalet. Bir çocuk açsa, o ülkede adaletsizlik var demektir. Bir kişi, kentin sokak ve caddelerinde güler yüzle gezemiyorsa, o ülkede adaletsizlik var, demektir. Adaleti getireceğim. Ağrı’nın ovaları sulu, bereketli ovaları. Eğer bu bereketli topraklarda hayvancılığı öldürüyorsanız, hayvancılığı geliştirmek için Amerika’ya gidiyorsanız? Senin ne işin var Amerika’da? Gel Ağrı’nın ovalarını gör. Çalışkan insanlarını gör. Onların ne yaptıklarını biliyorum. Onlar yandaşları için çalışıyorlar. Beşli çeteler için çalışıyorlar. Paralarını yurt dışına götürdüler. Kaçırdıkları 418 milyar doları son kuruşuna kadar getireceğim. Öyle birilere alacak, paraları götürecek Manhattan’da gökdelenler dikecek, Muhammed Ali Clay’in çiftliğini alacak. Bay Kemal bunu seyreder mi? Son kuruşunu kadar getireceğim. Allah’a çok şükür verilmeyecek bir hesabım yoktur. Siyasete girdiğimde mal varlığımı internet siteme koydum. Emekli olduktan sonra bürokratik hayatımı, geçtiğim bütün birimleri didik didik ettiler, 'Acaba Kılıçdaroğlu’yla ilgili bir şey bulabilir miyiz’ diye. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim. ‘Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim’ diyemiyor onlar" diye konuştu.
YOKSULLUĞUNUZU DEVLET DIŞINDA KİMSE BİLMEYECEK
Huzurun, bereketin olduğu bir Türkiye istediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Az önce Ekrem başkan açıkladı, diyorlar ki bunlar sosyal yardımları kesecekler. Niye keseyim. Bir çocuk açsa, 85 milyon açtır. Bir evin elektrikleri kesilmişse 85 milyonun elektriği kesik demektir. Benim anlayışım budur. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, her evde huzur, bereketin olduğu Türkiye istiyoruz. Vatandaş benim başımın üstüne. Hanımlar size de sözüm var. Aile destekleri sigortasını getireceğim. Geliri olmayan, geliri asgari ücretin altında olan bütün ailelerde kadınlar için bankada hesap açacağım. Sosyal hizmet uzmanı gelecek, eviniz kirada mı, kaç çocuğunuz var, engelli, yaşlı var mı, yaşlı bakımı var mı, inceledikten sonra bütün ekonomik durumunuzu raporlayacak, ‘bu aileye bu kadar para ödenmesi lazım.’ Dolayısıyla banka hesabına bu para yatacak. Yoksulluğunuzu devlet dışında kimse bilmeyecek. Yani sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek. Paranızı ananızın ak sütü gibi çekeceksiniz. Size altın hesabı da açacağım. Sözüm söz. Onlar yandaşlara veriyor, biz size vereceğiz. Bütün sıkıntıları çeken evdeki kadın. Çocuğunu okula gönderirken beslenme çantasına ne koyacağım diye düşünen kadın. Ekmeğin arasına salça sürüp çocuğunu okula gönderen anneler var. Her çocuk arkadaşlarıyla güle oynaya okula gidecek, beslenme çantası olmayacak. Suyunu, sütünü içecek, arkadaşlarıyla yemeğini yiyecek, tok bir şekilde evine gidecek. Her çocuk okulda beslenecek, aynı yemeği yiyecek, aynı sütü, aynı suyu içecek her çocuk. Kırsalda çalışan kadınlar ve gençler var. Kırsaldaki kadın ve gençlerin sosyal güvenlik primini devlet ödeyecek. Dolayısıyla siz zamanı geldiğinde emekli olacaksınız. Kimse bundan endişe duymasın. Çiftçinin hangi dertleri çektiğini de biliyorum. Bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğiz. Beşli çetelere değil, halka çalışacağız. Sizin için çalışacağız. Bir değişime hazır mısınız? Değişimi yapmak istiyor musunuz? Türkiye’ye hakkı, hukuku, adaleti getirmeye hazır mısınız? Devletin dini adalettir. Adaleti getirmeye hazır mısınız. Benim de size sözüm olsun, sizin için çalışacağım, hiçbir ayrım yapmadan çalışacağım. 85 milyona hizmet edeceğim. Hiçbir ayrılık gayrılık olmayacak. Herkesin kimliğine herkes saygı duyacak. Herkesin kimliği kendi şerefi ve onurudur."
'BİZ GELECEĞİZ, BİZ YAPACAĞIZ'
Ağrı’nın atık su arıtma tesisisin olmamasına tepki gösteren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da yaptığı konuşmada, “21’inci yüzyılda 2023 yılında 21 yıllık Türkiye’yi yöneten hükümetin olduğu Türkiye’de, Ağrı’nın atık su arıtma tesisi yoksa bunu Allah’ın kuluna anlatamazsın. Dünyada gelişmiş ülkeler, üçüncü dünya ülkelerinde bile ne demek bu çağda atık su arıtma tesisi yok. Bu cennetten bir parça Ağrı’nın havaalanından gelirken hayranlıkla izlediğim ovası, deresi, ırmağı dağları o yalçın dağlarındaki bereketli yerleri. Böyle bir coğrafyanın atık su tesisi olmaz mı? Buranın insanının sağlığını tehdit edebilir misiniz? 21 yıllık iktidardasınız, şimdi ne olacak gelip Ağrılıya hala 'cek cak' mı diyeceksiniz. İnanmayın. 21 yılık iktidarın söyleyeceklerine inanmayın. Kim yapacak biliyor muzunuz? Biz geleceğiz, biz yapacağız. Size söz veriyoruz" dedi.
Şu anda Türkiye’nin her yerinde mutfakta yangın olduğunu ifade eden İmamoğlu, “Ağrı işsizliğin en çok olduğu şehirlerden birisi. Hem işsizlik hem yoksulluk var. Asgari ücretle dahi iş bulunamıyor. İhtiyacı olan vatandaşımızın ihtiyaçlarını gidermek bizim sorumluluğumuz. Vatandaşımızın evinde eğer aşı yoksa, tencereyi kaynatamıyorsa bu bizim sorumluluğumuz. İstanbul’da sorumluğumuz neyse Ağrı’da da sorumluluğumuz o. İstanbul’da ben seçime aday olduğumda çıktı dediler ki; 'İmamoğlu gelecek yardımlar kesilecek, insanları işinden edecek.' Yalan, iftira propagandaları yapıyorlar. Sosyal yardımı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin en yüksek seviyesine tam 5 katına çıkarttık. Size bir devlet yönetme biçimini ne anlama gelir onu tarif edeceğim. Allah şahittir ki bir vatandaşımızın ihtiyacını çözerken veren el, alan eli görmeyeceği şekilde yapacaksın. Kimsenin onurunu kırmayacaksın. Eğer Ağrı’da bir çocuk yatağa aç giriyorsa yoksulluk varsa bir insanın aşa, giyime, kuşama ihtiyacı varsa sosyal devlet bunu karşılamak zorunda. Seni işsiz bırakmışsa, senin eksiğini tamamlamak zorunda. Devletimizin yaptığı yardım bir lütuf değil, senin hakkın. Hakkını sana veriyor. Bunu unutmayın" diye konuştu.
Vatandaşlardan destek isteyen İmamoğlu, “Bu seçim, bir parti seçimi değil. Hakkın, hukukun adaletin, eşitliğin, demokrasinin, adamına göre adaletin değil, kişiye göre adaletin değil. Bu seçim herkes için adalet ama düzgün adalet. Yargısız infaz yok, hukuksuzluk yok. Bu seçim, böyle bir seçim. Onun için biz diyor ki; Millet İttifakı’nı tercih ettiğiniz takdirde bizim ekibimiz kuvvetli. Ekibimizde güçlü liderler var. Ekibimizde 2 büyükşehir belediye başkanı var. Esas olarak bizim ekibimizde hayatını hak, hukuk, adalet mücadelesine adamış, aynı zamanda devlet insanı erdemiyle, insanlığıyla herkesi kucaklayan etnik kökenine bakmadan, kimliğine bakmadan, inancına bakmadan herkese eşit bakacağız diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu tercih etme seçimidir.”