Kürtler arasında okur-yazarlık oranının düşük olması, doğum tarihlerinin doğru bir şekilde kaydedilmesini zorlaştırmıştır. Eğitim imkanlarının sınırlı olması ve Kürtçe diline yönelik baskıların bulunması, Kürt toplumunun eğitim seviyelerini olumsuz etkilemiştir. Bu da doğal olarak doğum tarihlerinin belirlenmesinde sorunlar yaşanmasına yol açmıştır.
Bunun yanı sıra, Kürtlerin çoğunun Türkçe konuşmaması ve Kürtçe dilinin tarih boyunca baskı altında olması da doğum tarihlerinin 1 Ocak olarak kaydedilmesinde etkili olmuştur. Türkçe'nin resmi dil statüsüne sahip olması ve Kürtçe dilinin kısıtlanması, Kürt bireylerin kendi kimliklerini ve kültürlerini ifade etmekte zorluklar yaşamalarına neden olmuştur. Bu da doğum tarihlerinin kayıtlara sıklıkla 1 Ocak olarak geçirilmesine yol açmıştır.
Ancak, son yıllarda Kürt toplumunun bilinçlenmesi ve Kürtçe dilinin daha fazla tanınmasıyla birlikte bu durumda değişiklikler gözlenmektedir. Kürtler arasında okur-yazarlık oranının artması, Kürtçe dilinin daha aktif bir şekilde kullanılması ve Kürt bireylerin kimliklerini daha özgürce ifade edebilmeleri, doğum tarihlerinin daha doğru bir şekilde kaydedilmesini sağlamaktadır. Bu olumlu gelişmeler, Kürt toplumunun kendi kültürel mirasına ve kimliğine daha fazla sahip çıkmasını teşvik etmekte ve doğum tarihlerinin gerçekçi bir şekilde belirlenmesini desteklemektedir.