Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Malazgirt Savaşı'nın yapıldığı alanın tespiti amacıyla yürütülen proje kapsamında, yeni kazı alanlarının belirlenmesi için yüzey araştırması yapılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izniyle 2020'de hayata geçirilen "Malazgirt Savaş Alanının Tespiti, Tarihi ve Arkeolojik Yüzey Araştırma Projesi" devam ediyor.
Ahlat Müzesinin başkanlığında, proje ortağı olan Muş Alparslan Üniversitesi işbirliğiyle yürütülen çalışmalarda, 12 üniversiteden bir araya gelen alanında uzman 42 akademisyen yer alıyor.
Kazı çalışmalarında şu ana kadar Malazgirt Savaşı'nda kullanıldığı değerlendirilen 700'e yakın ok ve mızrak ucu ile savaşa dair metal objeler ve sikke bulan, tespit ettikleri 30 mezarı açan ve 13-14. yüzyıla tarihlendirilen hanı ortaya çıkaran akademisyenler, 1071 yılındaki savaşın yaşandığı alanın izini bulmak için Malazgirt ilçesinin farklı noktalarında yüzey araştırması yapıyor.
Bu çalışmanın ardından belirlenecek alanlarda akademisyenlerce kazı projelerinin başlatılması hedefleniyor.
Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alican, AA muhabirine, proje kapsamında şu ana kadar savaşa ait çok önemli buluntuların elde edildiğini söyledi.
Malazgirt Ovası'nın neredeyse tamamını taradıklarını ve haritasını çıkardıklarını anlatan Alican, "Ekibimiz, Malazgirt Kalesi'nde, Türbetepe mevkisinde ve Afşin bölgesinde kazı çalışması yaptı. Özellikle Afşin bölgesindeki kazılarda bulduğumuz kemiklerin analizleri, Malazgirt Savaşı'nın olduğu dönemi vermişti ve bu da bizi heyecanlandırmıştı. Bu yıl da kazı çalışmaları devam edecek. Önümüzdeki süreçlerde projenin uluslararası seviyesinin çok daha yüksek düzeylere tırmanacağını düşünüyoruz. Projemize çok ciddi bir yabancı ilgisi var. Uluslararası arkeologlar ve antropologlar çalışmalarımıza katılacak. Üniversite olarak projenin ilk günden beri yanındayız." diye konuştu.
- "Malazgirt Savaşı'nın cereyan ettiği yeri belirlemeye çalışıyoruz"
Projeye bilimsel danışmanlık yapan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Çevik ise Malazgirt Savaş alanı tespitine dair 2020 yılında başladıkları projenin beşinci yılında olduklarını söyledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığının desteğiyle Türkiye'deki ilk kapsamlı savaş alanı arkeoloji çalışmasını yürüttüklerini vurgulayan Çevik, şunları kaydetti:
"Bu yılın ilk etap çalışmalarında uzman arkadaşlarımızla sahadayız. Temmuz ayının başına kadar yüzey araştırması çalışmasını yürüteceğiz. Yüzey araştırmalarımızda elde edeceğimiz sonuçlarla ikinci ve üçüncü etapta yeni kazı alanlarını belirleyeceğiz. 2 yıldır sürdürdüğümüz insan kayıplarına ilişkin kazı alanımızda çalışmalar devam edecek. Yüzey araştırmasıyla teyit ettiğimiz alanlarda çalışmalarımızın bu yıl da verimli ve bereketli olacağını umuyoruz. Çalışmamızı 150 kilometrekarelik alanda gerçekleştiriyoruz. Malazgirt Savaşı'nın cereyan ettiği yeri belirlemeye çalışıyoruz. Amacımız yüzey araştırmalarıyla hem bu alanı daraltarak yeni kazı alanlarını tespit etmek hem de insan kayıplarına dair yeni yerleri bulmak."
Aytaçdüzü mevkisinin savaşın yaşandığı yerlerden biri olduğunu değerlendirdiklerini anlatan Çevik, "Bu bölgede yoğun bir yüzey araştırması yaparak hem savaşa ait metal buluntuya hem de insan kayıplarına ilişkin verilere ulaşabilir miyiz, buna bakacağız. Jeoradar çalışmalarıyla alanları tespit edip koordinatlandırarak haritalara işledikten sonra kazıya başlayacağız." dedi.
- "Tüm teknolojik imkanlardan yararlanıyoruz"
Projenin koordinatörlüğünü yapan arkeolog Dr. Ahmet Oğuzhan Karaçetin ise yüzey araştırmasıyla Malazgirt Savaşı'nı lokalize etmeye çalıştıklarını söyledi.
Bu kapsamda savaşa dair her şeyi anlamaya çalıştıklarını dile getiren Karaçetin, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yüzey araştırmasından sonra kazıya geçeceğiz. Ülkemizdeki en kapsamlı savaş alanı arkeolojisi çalışmalarından birini gerçekleştiriyoruz. Afşin bölgesinde kazı çalışmalarımız devam edecek. Yüzey araştırmasının ardından özellikle savaşa dair metal objeleri tespit etmeye çalışacağız. Bu alandaki çalışmalardan oldukça memnunuz. Burada özellikle taşlar üzerindeki dini objeleri, yazıtları kaydediyoruz, ölçülerini alıyoruz ve fotoğraflıyoruz. Haritalandırma çalışmaları yapıyoruz. Bunları yaparken tüm teknolojik imkanlardan yararlanıyoruz. Verileri dijitalleştiriyoruz."