Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçiler, Muş’ta bağcılığın yüzyıllar boyunca sadece bölge halkının geçimini sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda bölgenin kültürel ve ekonomik yapısına da derin bir etki bıraktığını söylediler. Tarihçiler. “24.000’e yakın bağ bulunduğu rivayet edilen bu dönemlerde, elde edilen üzümler ve diğer meyveler çevre yerleşimlerle ticarette kullanılırdı.
Bu bağlar, sadece Muş’un değil, çevre köy ve kasabaların da can damarıydı. Muş’un bağlarında yetiştirilen üzüm çeşitleri, kendine has özellikleriyle tanınır. Sinciri, danagözü, yazbeyazı, güzbeyazı ve kaşmer gibi yerel türler, ince kabuklu, sulu, çok şekerli ve hafif ekşimsi tatlarıyla öne çıkıyor. Bu üzümler sadece sofralık değil, aynı zamanda şarap üretimi için de oldukça değerlidir. Öyle ki, geçmişte Muş üzümlerinden yapılan şarapların Paris’teki mahzenlerde saklandığı bilinir” dediler.
1990’lı yıllardan itibaren Muş’ta bağcılığın modern tarım teknikleriyle yeniden canlandırılmaya çalışıldığını vurgulayan tarihçiler, “Bu çabaların sonucunda, Mongok, İncebel ve Mehmetcan bağları hala aktif durumda ve bölgenin üzüm üretiminde önemli rol oynamaya devam ediyor. Modern bağcılık tekniklerinin yanı sıra halkın geleneksel bilgi birikimiyle birleşen bu hareket, Muş’un bağcılık kültürünü tekrar canlandırmayı başardı” diye konuştular.
Muş bağlarının sadece üzümleriyle değil, aynı zamanda güz armudu ve Macirek elması gibi meyveleriyle de ünlü olduğunu söyleyen tarihçiler, “Dayanıklı ve kışlık olarak saklanabilen güz armudu, mayhoşumsu tadıyla öne çıkan küçük beyaz Macirek elması, bölgenin meyvecilik geleneğinde önemli bir yer tutuyor. Bu meyveler, sadece lezzetleriyle değil, aynı zamanda bölgenin tarım zenginliğinin bir yansıması olarak da dikkat çekiyor.
Günümüzde Muş bağcılığı, halkın çabaları ve modern tarım teknikleriyle yeniden diriltilmeye çalışılıyor. Bu eski gelenek, sadece bölge ekonomisine katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda kültürel bir mirasın korunmasına da vesile oluyor.
Muş’un üzüm ve meyve çeşitleri, hem yerel pazarda hem de ulusal düzeyde değer görmeye devam ediyor. Muş bağları, asırlık geçmişi ve yeniden dirilişiyle, hem tarihi hem de tarımsal bir hazine olarak varlığını sürdürüyor” şeklinde konuştu.