Doğu Anadolu'nun zengin tarihi dokusunu barındıran Muş’un çeşitli medeniyetlerin izlerini taşıyan birçok kaleye ev sahipliği yaptığını biliyor muydunuz?
18
Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan Tarihçi Özgür Aslan; Muş Kalesi, Hasbet Kalesi, Muşet Kalesi, Malazgirt Kalesi, Katerin (Zincirli) Kale, Tıkızlı Kalesi ve Bostankale Kalesi’nin bölgenin tarihî ve kültürel zenginliğini yansıtan önemli yapılar arasında yer aldığını belirttti. “Bu kaleler, hem tarihe ışık tutmakta hem de ziyaretçilerine eşsiz bir keşif fırsatı sunmaktadır” dedi.
28
Muş Kalesi: Tarihî Bir Miras
Muş Kalesi’nin, şehrin merkezinde yer aldığını ve Muş'un en eski yerleşim alanlarından biri olduğunu dile getiren Aslan, “Kesin tarihi bilinmemekle birlikte, Moğol istilasından sonra 7. yüzyıl ortalarında Hz. Osman döneminde savaşlara sahne olmuştur. Hicri 27 yılında Hz. Ömer döneminde Müslümanların eline geçen kale, uzun süren savaşlar sonucunda büyük ölçüde tahrip olmuştur. Günümüzde, kalenin batı tarafında tahrip olmuş Arap, Selçuklu ve Osmanlı mezarlıkları bulunmaktadır. Belediye tarafından park olarak düzenlenen bu alan, halkın başlıca piknik yerlerinden biri haline gelmiştir” dedi.
38
Hasbet Kalesi: Efsanelerle Örülü Bir Yapı
Muş’un güneyindeki Kızıl Ziyaret Dağının doğu yamacında yer alan Hasbet Kalesi’nin surları ve iki kulesi kısmen ayakta kalan tarihi bir yapı olduğunu belirten Aslan, “Kesin tarihi bilinmemekle birlikte, Horasan harcı kullanılarak inşa edilmiştir. Bir rivayete göre, Büyük İskender Mısır’ı fethe giderken komutanı Beatlis’e geri döndüğünde geri alamayacağı kudrette bir kale yapmasını emretmiştir. Beatlis, bu emri yerine getirerek Hasbet Kalesini inşa etmiş ve İskender’i defalarca geri püskürtmüştür. İskender, mağlubiyetle sonuçlanan bir saldırı sonrası Hasbet Kalesi’ni hayranlıkla incelemiş ve kalenin teslim alınması üzerine komutanını affetmiştir” ifadelerini kullandı.
48
Muşet Kalesi: Urartu'dan Günümüze
Muşet Kalesi’nin Muş’un güneyinde Kızıl Ziyaret Dağında yer aldığını vurgulayan Aslan, “İlk yapımının Urartulara ait olduğu tahmin edilmektedir. Ortaçağ kalesi görünümünde olan kale, Horasan harcı ile yapılmıştır ve Haspet Kalesi ile benzerlik göstermektedir. Karakol olarak kullanıldığı tahmin edilen kale, tarih boyunca çeşitli medeniyetlere hizmet etmiştir” diye konuştu.
58
Malazgirt Kalesi: Efsanevi Bir Geçmiş
Malazgirt Kalesi’nin ilçeyi çepeçevre saran iki suru ile haşmetli bir görünüme sahip olduğunu söyleyen Aslan, “İslam ve Bizans dönemlerinde birçok savaşa sahne olan kale, çeşitli zamanlarda onarılmış ve günümüzde de onarımlar devam etmektedir. Bir efsaneye göre, kale civarında ateşperestler yaşarken, Teymus Şah’ın oğlu Beşir Müslüman olmuş ve bu nedenle sürgün edilmiştir. Beşir’in durumu Hz. Ali’ye ulaşmış ve Hz. Ali, ordusuyla Malazgirt üzerine yürümüş, Teymus Şah’ı ve ateşperestleri mağlup etmiştir. Bu efsane, kale çevresindeki tarihî zenginlikleri ve İslam’ın yayılışını simgelemektedir” dedi.
68
Katerin (Zincirli) Kale: Doğu Roma'nın İzleri
Katerin Kalesi’nin Malazgirt ilçesi sınırları içinde Katerin Dağı üzerinde yer aldığını dile getiren Aslan, “Doğu Roma dönemine aittir. Rivayete göre, Malazgirt ile Katerin Kaleleri kalın zincirlerden bir köprü ile birbirine bağlanmıştır. Bu özelliği ile kale, tarihî ve mimari açıdan önemli bir yapıdır” ifadelerini kullandı.
78
Tıkızlı Kalesi: Urartu İzleri
Tıkızlı Kalesi’nin Malazgirt ilçesinin Tıkızlı Köyünde bulunduğunu ve Urartulara ait olduğunu belirten Aslan, “Kale, büyük taşların harçsız olarak üst üste yığılmasıyla yapılmıştır. Yapılan araştırmalar, kalenin Urartu dönemine tarihlenebileceğini göstermektedir. Tıkızlı Kalesi, antik yerleşimin yoğunluğunu ve yeni araştırmaların gerekliliğini ortaya koyması açısından büyük önem taşır” diye konuştu.
88
Bostankale Kalesi: Kaya Üzerine İnşa Edilmiş Bir Tarih
Bostankale Kalesi’nin de Malazgirt’e 10 km uzaklıkta olup, Urartulara ait olduğunun tespit edildiğini vurgulayan Aslan, “Kale, büyük bir kaya kütlesinin oyulmasıyla yapılmıştır ve tarihî zenginlikleriyle dikkat çekmektedir. Sonuç olarak Muş’un kaleleri, tarihî ve kültürel zenginlikleriyle ziyaretçilerini büyüleyen yapılar olarak ön plana çıkıyor. Her biri kendi hikayesi ve mimari özellikleriyle tarihe ışık tutarken, bölgenin keşfedilmemiş hazineleri arasında yer alıyor. Bu kaleler, hem geçmişin izlerini taşıyan yapılar olarak hem de gelecek nesillere aktarılacak önemli miraslar olarak varlıklarını sürdürüyor. Muş’un bu eşsiz kalelerini ziyaret ederek, tarihe yolculuk yapabilir ve Doğu Anadolu’nun zengin kültürel mirasını yakından keşfedebilirsiniz” şeklinde konuştu.