Tarih önemli değil, zaten yeni de değil.
Ben mi eski zamana geçtim? Nasrettin Hoca mı yeni zamana geldi?
Sanırım o da önemli değil.
Önemli olan: Nasrettin Hoca ile bizatihi yaşamış olduğum onlarca hatıramın olması...
Yazmaya yeni başladığım roman için derlediğim hatıralardan birkaçını sizinle paylaşmak istedim.
* * *
Şehir merkezindeyiz.
Arkadaşımın iş yerine yakın mahalle Camisinde Cuma hutbesini dinliyoruz.
Koruma görevlileri girdi içeri.
Ön safta oturan bir vatandaşı ve arkasındaki sıradan iki vatandaşı yerlerinden kaldırdılar.
Ön saftaki boş yere secadde serdiler.
Hutbe okuyan imama gidip hutbeyi yavaşlatmasını istediler.
İmam, hutbeye açıklama arası verdi.
Nasrettin Hoca Cumaya yetişsin diye hutbeyi uzatacağını söyledi.
Hutbe uzadıkça uzadı.
Derken, koruma görevlileri bir daha geldiler. Hiçbir açıklama yapmadan, ön safa serdikleri seccadeyi toplayıp gittiler.
Nasrettin Hoca gelmedi.
Sanırım göle çaldığı maya tutmayınca tayy-ı mekanı (bir anda değişik mekanlarda görünebilmek) denedi, yine tutmadı.
* * *
Bir okulda müdür olan arkadaşım aradı. Birçok arkadaşı da aradığını söyledi.
Zor durumdaymış.
Nasrettin Hoca, okullarında bir programa katılacakmış, programda su içebilirmiş.
Suyun yardım istemeyle ne alakası var diye sormayın?
Koruma görevlileri özellikle belirtmişler.
Nasrettin Hoca, kapalı cam şişe suyu içiyormuş, şehirde ise kapalı cam şişe suyu yokmuş.
Zor durumda kalan arkadaşımız için örgütlendik. İki saatlik ortak çalışmayla kapalı cam şişe suyunu, yeni açılan bir petrol istasyonunda bulduk.
Nasrettin Hoca, kapalı cam şişe suyunu iştahla içmiş?
Sanırım kapalı cam şişe suyu, suyunu çeken fıkralara iyi geliyormuş.
* * *
Hatırı sayılır bir makamda bulunan arkadaşın taziyesine gittik.
Bilirsiniz taziye evinde boş yere geçip oturulur.
Biz de öyle yaptık, taziye evinin boş olan yukarısına doğru yürüdük. Taziye sahibi büyük bir mahcubiyetle koştu peşimizden:
"Nasrettin Hoca gelecek, boş yeri onun için ayırdık, şuraya sıkışsanız olur mu?"
Taziyede özellikle bir saat kadar oturduk.
Taziye sahibi, boş yere yönelen onlarca misafir grubunun peşinden aynı mahcubiyetle koştu durdu.
Halk tıkış tıkış otururken, Hoca için bırakılan o boş yer tükürür gibi baktı durdu yüzümüze.
Bir saat sonra kalkmak zorunda kaldık.
Nasrettin Hoca, bizden iki saat sonra uğrayabilmiş taziye evine..
Sanırım küheylana ters bindiği gibi makam arabasına da ters binmeyi dememiş...