Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçi Özgür Aslan, III. Murad döneminde Van’da beylerbeyi olarak görev yapan Hüsrev Paşa tarafından 1567-68 yıllarında inşa ettirilen bu caminin yüzyıllar boyunca bölgenin en önemli ibadet yerlerinden biri olduğunu söyledi.
Cami ve külliyeye dair en dikkat çekici hususlardan birinin Mimar Sinan’ın eserleri arasında yer almasına rağmen bu büyük ustanın bizzat burada çalışıp çalışmadığının belirsizliğini koruması olduğunu dile getiren tarihçi Aslan “Hüsrev Paşa Külliyesi, Mimar Sinan’ın adını taşıyan eserler arasında yer alsa da, bu yapının gerçekten onun tarafından mı inşa edildiği yoksa Sinan’ın kalfalarından biri tarafından mı yapıldığı hala tartışmalı bir konudur. Cami, klasik Osmanlı mimarisi özelliklerini taşırken, avlusu etrafında olması gereken medreseden günümüzde neredeyse hiçbir iz kalmamıştır.
Ancak, yapılan kazılar sırasında medreseye ait izler bulunmuş ve bu yapının vakfiyesinde on iki hücre ile bir dershaneden ibaret olduğu belirtilmiştir. Bu durum, Hüsrev Paşa Camii’nin o dönemde eğitim-öğretim faaliyetlerine de ev sahipliği yaptığını göstermektedir” dedi.
Caminin doğu tarafında yer alan Hüsrev Paşa’nın türbesinin sekizgen planlı ve kesme taştan yapılmış bir yapı olduğunu belirten tarihçi Özgür Aslan, “Türbenin mimari yapısı, klasik Osmanlı-Türk mimari üslubundan farklı bir karakter sergiler. Üstü sivri külahlı olan türbenin iç kısmında kubbe yer alırken, her cephesinde dilimli boşaltma kemerleri içinde pencereler bulunmaktadır. Türbenin kapısında yer alan Türkçe kitabe ve yapının genel mimarisi, Osmanlı mimarisinin çeşitliliğini ve yerel etkilerini yansıtan önemli bir örnek olarak değerlendirilebilir” diye konuştu.
Hüsrev Paşa Külliyesi’nin I. Dünya Savaşı’ndan sonra terk edilmiş olmasına rağmen bugün hala Van’ın tarihi ve kültürel mirasını yansıtan önemli bir yapı olarak ayakta durduğunu vurgulayan tarihçi Aslan, “Gerek caminin gerekse türbenin mimari özellikleri, Osmanlı dönemi Van’ının zengin kültürel dokusunu ve mimari estetiğini gözler önüne sermektedir.
Bu önemli yapıların korunması ve restorasyon çalışmaları, bölgenin tarihine ışık tutacak ve gelecek nesillere aktarılmasına katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştular.