Kocaeli'de dün sabah yaşanan ve pompalı tüfekle bir otomobile ateş edilmesi olayının arkasından 9 yıllık şiddet çıktı. İddiaya göre yıllardır eşini darp eden adam, tehditler savurup silahıyla evin önüne gelince, eşinin kardeşi de korkutmak için pompalı tüfekle arabasına ateş etti.
Olay, dün sabah saatlerinde İzmit ilçesi Gültepe Mahallesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Özlem U. 9 yıl boyunca eşinden şiddet gördü. Burnu ve kaburgası kırılan kadın, sonunda dayanamayarak İzmit'te bulunan ailesinin yanına geldi. Hem Özlem U.'ya hem de ailesine tehditler savuran U.U., dün sabaha karşı elinde silahla evin önüne geldi. Özlem U.'nun kardeşi Ramazan Başardın da eniştesinin elinde silah görünce önce uyarmak istedi. Bunun üzerine U.U., Ramazan Başardın'a doğru ateş edince Başardın da önce kaçıp sonra pompalı tüfeğiyle eniştesinin arabasını kurşunladı.
Olayın ardından Özlem U.'nun ailesi polis ekiplerine kendileri ihbarda bulundu. Olay yerine gelen polis ekiplerinin hem Ramazan Başardın'ı hem de U.U.'yu gözaltına aldı. Eşi U.U. tarafından yıllardır darp edildiğini ve tehditlere maruz kaldığını söyleyen Özlem U., "Ben yıllardır şiddet gören bir kadınım. Hem fiziksel hem de sözlü şiddete çok maruz kaldım. En son tartışmamızda eşim ufak bir sebepten dolayı burnumu ve kaburgamı kırdı. Çoğu yerimde darp izleri vardı. Bunun üzerine fenalık geçirip hastaneye gittim. Ailem beni her gün arıyordu. Darp edildiğim gün ben telefona cevap veremeyince endişeye kapıldılar. Sonradan hastanede olduğumu öğrenince ağabeyim geldi. Olayı gördükten sonra darp raporu aldım. Ailem beni yanına aldı, uzun süre burada kaldım. Ailem de yuvamı kolayca yıkmamam gerektiğini söyleyip eşime karşı da asla tehdit veya hakarette bulunmadılar. Ama eşim ise tam tersi şekilde her gün beni ve ailemi arayıp evimizi, arabamızı yakmak üzerine tehditlerde bulundu. Bunun üzerine birçok şikayette bulunduk" dedi.
"KARDEŞİM OLMASAYDI O GECE BEN VE ÇOCUKLARIM ÖLMÜŞ OLABİLİRDİK"
Olayın yaşandığı gece boyunca sürekli olarak tehditlerle karşılaştığını söyleyen Özlem U., kardeşi Ramazan Başardın'ın olaya müdahil olmasının hayatını kurtardığını belirtti. Özlem U., "Olayın gerçekleştiği gece beni telefonda saatlerce arayıp saatlerce tehdit etti. Bir benzinciden benzin aldığını söyledi ve 5 dakika sonrasında da silah sesi duyurttu. Çok panikledim çünkü beni ve çocuklarımı öldüreceğini söyledi. Gece boyunca sürekli tehdit alınca ne yapacağımı bilemedim ve ağabeyimi aradım. Arabasını üst caddeden alıp evin önüne getirmesini söyledim. O esnada da ağabeyim rahatsız olduğu için kardeşime anahtarı vermiş. Kardeşim de kamyoneti alıp aşağı inmek isterken elinde silahla bu şahsı görüyor ve onu uyarıyor. Kardeşim olmasaydı o gece ben ve çocuklarım ölmüş olabilirdik. Beni ailemle tehdit ediyor. Benim can güvenliğim yok. Devlete değil de kime sığınacağım? Lütfen bana yardımcı olsunlar. Ailem her zaman arkamda ama ben o insandan korkuyorum. Ben şimdi kapının önüne çıkamam. Çocuğumu okula gönderemem. Ne yapacağım ben? Nefes alamayacak mıyım? Dört duvar arasında mı kalacağım? Ne zaman öleceğim diye mi düşüneceğim?" şeklinde konuştu.
"YAŞAYACAĞIMA DAİR GARANTİM YOK"
Eşinin dışarıda serbest kaldığı sürece kendisi için bir tehdit olduğunu ve can güvenliğinden endişe ettiğini dile getiren Özlem U., "Ben 9 yıl boyunca şiddet gören bir kadınım. Karşımdaki, bunalıma girdiğinde gözü hiçbir şey görmeyen bir insan. Böyle insanlar dışarıda tutulmamalı. Ben şimdiye dek o kadar şiddet görmeme rağmen aileme hiçbir şekilde yansıtmadım. Ailemin neler yaşadığımdan haberi yoktu, yıllarca sakladım, yıllarca ne yaşadığımı yalnızca ben bilirim. Ben kendim artık bu durumu kabul etmiyorum. Ölmek istemiyorum açıkçası. Benim gibi birçok kadın ve bunu gizleyen birçok insan var. Benim dört duvar arasında ne yaşadığımı kimse bilemez. Ben çocuklarım için endişe ediyorum. Onların geleceği için her şeyi yaparım ama ölmek istemiyorum. Bu insanın tutuklanmasını istiyorum. Aileme ve bana zarar vermemesini istiyorum. Kardeşimin zan altında kalmamasını istiyorum. O gece kardeşim olmasaydı 2 çocuğum ve ben olmayacaktık. Biz öldükten sonra sesimiz duyulsa ne olur? Yaşayacağıma dair hiçbir garantim yok. Korunma talebinde bulundum. O şahısla karşı karşıya geldiğimde beni öldürmeyeceği ne malum? Alenen tehditleri var, "Çocuğunu öldürürüm, çocuğunu keserim" diyor. Bunların hepsini delil olarak da sundum. Artık bu insanla uğraşmaktan yoruldum. Ailemin başını belaya sokmasından da korkuyorum. Çocuklarımdan başka tutunacak bir dalım kalmadı. Ben yaşamak istiyorum" ifadelerini kullandı.
"9 yıldır sokağa atıldım, hamileyken dövüldüm, şarj kablolarıyla dövüldüm, boğazım sıkıldı"
Yıllardır yaşadığı şiddete çocukları için katlandığını söyleyen Özlem U., "Çocukların biri 7 yaşında biri 2 yaşında ve çocuklara da şiddet uygulayan bir insan. Bu duruma hiçbir kadın düşmemeli. Benim yaşadığımı hiç kimsenin yaşamasını istemiyorum. Sadece adalet istiyorum. Kimse boyun eğmesin, herkes sesini duyursun. Benim canım iki tane ipliğe ya da bir kurşuna bağlı değil. Onun yaptıkları, yaşattıkları, psikolojik baskılar, tehditler, hakaretler, artık beni kendimi öldürmeye sürüklüyor. Bu insandan kurtulmak istiyorum çünkü. Hiçbir erkek bir kadına vuramaz, el kaldıramaz. Çünkü biz onlara Allah'ın emanetiyiz. Emanete hıyanet edilmez. Ben 9 yıldır sokağa da atıldım, hamileyken dövüldüm, şarj kablolarıyla dövüldüm, boğazım sıkıldı ölümle nefes nefese kaldım. Ölüyorum sandım. Çoğu kez komşularım beni korudu. Canımın yandığını ben bilirim. Sırf çocuklarım için ona katlandım. Çocuklarım babasız kalmasın, çocuklarım ayrı büyümesin istedim. Yaşadığım şiddeti kimseye anlatamadım. Benim ne yaşadığımı, içimde ne olduğunu kimse bilmiyor. Derdimi, sıkıntımı kimse bilmiyor. Çünkü anlatamıyorsun ki tehdit alıyorsun, sürekli işkence görüyorsun. Ben hakkımı savunmak istiyorum. Nefes almak istiyorum" dedi.
Tüm kadınların sesini duyurmaya ihtiyacı olduğunu da söyleyen Özlem U., sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Burada kaldığım süre içerisinde kendisi İstanbul'dan İzmit'e gelerek, "Seni öldüreceğim, çocuklarını gözünün önünde öldüreceğim" gibi tehditlerde bulunuyordu. Arkasından kurşun sesleri, silah sesleri yolluyordu. Bu sebepten dolayı çok korkuyordum. Ben hiçbir kadının, hiçbir çocuğun şiddet görmemesini istiyorum. Ben bu röportajı o yüzden veriyorum. Benim sesimi de duyurun. Bütün kadınlar da sesini duyursun. Hiçbir kadın şiddete maruz kalmasın, boyun eğmesin. Biz kadınlar çok güçlüyüz çünkü. Ama ne kadar güçlü olursak olalım bu canilere karşı kendimizi savunamıyoruz ve koruyamıyoruz. Devlete arkamızı yaslıyoruz ve devlet bunu görecek, bunu duyacak, bilecek. Adalet yerini bulacak"
"ARAMIZDA 5 METRE BİLE YOKTU, ÖLDÜRMEK İSTESEM ÖLDÜRÜRDÜM"
Pompalı tüfekle U.U.'nun aracına ateş eden Ramazan Başardın ise, eniştesinin sürekli tehditleri sonrası tedbir amacıyla eline tüfek aldığını söyledi. Eniştesinin canına kastetmediğini ve korkutmak için arabasına ateş ettiğini vurgulayan Başardın, "Olay gecesi sürekli ablamı arayıp tehdit ediyordu. Arabayı yakacağını, ablamı ve çocukları öldüreceğini söylüyordu. Olay gecesi hemen üst sokakta kamyonetimiz vardı. Ben de kamyoneti almak için yukarı çıktım, yerini değiştirmek istedim. Çünkü arabanın bize ait olduğunu biliyordu. Görmemesi için arabayı üst caddeye park ettim. Çünkü benzin alıp gelip yakacağını söylemişti. Kamyoneti park ettikten sonra kendisi denk geldi. Geleceğini söylüyordu ama geleceğini tahmin etmiyordum. Daha sonra bir baktım arabadan indi. Bir eli belinde silahtaydı diğer elinde de telefon ile bizim evi çekiyordu. Sanırım video alıp bize atacaktı. Bak sizin oraya geldim sizi öldüreceğim böyle yapacağım şöyle yapacağım gibi söylemlerde bulunacaktı diye tahmin ediyorum. O sırada ben de arkasından geldim çok yakın bir mesafedeydim. Sonrasında bağırdım ona, "Ne işin var burada?" diye. Elini hemen beline attı ve bana ateş etmeye başladı. Ben de yukarı çıkarken ne olur ne olur ne olmaz diye çıkarken evde pompalı silah vardı, onu almıştım yanıma. 5 metre bile aramızda mesafe yoktu. Zaten ben öldürmek isteseydim öldürürdüm. Elimdeki pompalı tüfekle aracın tekerleklerine ateş ettim o esnada olay yerinden bana ateş ederek kaçıp gitti. Olay üzerine polisi aradık" şeklinde konuştu.
"O GECE ORADA OLMASAYDIM ABLAM YA DA YEĞENLERİM ÖLECEKTİ"
Canlarına kast ettiği için U.U.'nun geldiğini söyleyen Başardın, polisi de kendilerinin aradığını belirterek, "Polisi biz aradık. Ben onu takip etmişim takip edip ateş etmişim gibi konuşuldu, kesinlikle öyle bir şey yok. Ben kapımın önündeyim kendisi İstanbul Pendik'ten buraya geliyor. Öldürmek isteseydim zaten Pendik'e giderdim. Kendisinin burada ne işi var. Bu kadar olay olmuş, darp raporları var, kendisinin bizim kapının önünde ne işi var? Alenen ablamı ve çocukları öldürmek için geldi buraya. Canımıza kastetmek için geldi. O gece orada olmasaydım ya ablam ölecekti ya ben ölecektim ya da yeğenlerim ölecekti. Üstünde silahla neden buraya geliyor? Bizimle uzlaşmak isteyen bir insan bizi niye tehdit ediyor? Uzlaşmak istiyorsa babamla, ağabeylerimle, bizimle konuşurdu" ifadelerini kullandı.
(Mehmet Ekrem Ceylan - Cihan Atik / İHA)
Kaynak: İHA