Türkiye'nin siyasi tarihinde derin izler bırakan ve genellikle "Postmodern Darbe" olarak nitelendirilen 28 Şubat sürecinin yıl dönümü, ülkenin dört bir yanından siyasi liderler ve kamuoyu figürleri tarafından pek çok açıklama ve değerlendirme ile anıldı. Bu tarih, Türkiye'nin demokratik yaşamında yaşanan önemli bir kırılma noktasını simgelemekte olup, o dönemde yaşananlar bugün hala pek çok tartışmanın merkezinde yer alıyor.
28 Şubat süreci, sivil siyaset üzerinde askeri vesayetin gölgesini derinden hissettirdiği, siyasi yelpazenin geniş bir kesiminin etkilendiği ve toplumsal huzursuzluğun arttığı bir dönemi ifade eder. Bu süreç, hem siyasi partilerin hem de sivil toplum kuruluşlarının üzerinde baskı kurarak, Türkiye'nin demokratik ilerleyişine ciddi engeller teşkil etmiştir.
Bakan Tunç, “Lanetliyorum”
Türkiye'nin bu kritik dönemden aldığı derslerle, demokrasinin kökleşmesi, temel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlamlaştırılması yönünde önemli adımlar attığı belirtiliyor. Bakan Tunç'un mesajı, aynı zamanda geleceğe yönelik bir umut ve kararlılık mesajı taşıyor.
Bu açıklama, Türkiye'nin demokratik kurumlarını daha da güçlendirme, hukukun üstünlüğünü pekiştirme ve tüm vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini koruma yönündeki kararlı tutumunun altını çizerken, 28 Şubat'ın yıldönümü, bu hedeflere ulaşma yolunda önemli bir hatırlatma olarak kabul ediliyor.
Bakan Göktaş, “Zulüm Bitti”
Bakan Göktaş, 28 Şubat'ın üzerinden 27 yıl geçmiş olmasına rağmen, milletin o günleri ve özellikle de o dönemde iradesine sahip çıkanları unutmadığını belirtiyor. Aynı şekilde, darbecilere ve darbeci zihniyete destek verenlerin de hafızalardan silinmediğini ifade ediyor. Bu, toplumun adaletsizliğe ve zorbalığa karşı dik duruşunun bir göstergesi olarak kabul edilir. "Bin yıl sürecek" denilen zulmün artık sona erdiğinin altını çizen Bakan Göktaş, bu zorlu dönemin izlerinin silinmiş olmasına karşın, 28 Şubat zihniyetinin milletin hafızasında mahkum olmaya devam edeceğini vurguluyor.