Soğuk hava, su içme ihtiyacını azaltarak cilt kuruluğu, çatlaklar ve böbrek sorunlarına yol açıyor. Bu mevsimde yeteri kadar sıvı tüketmek gerekiyor. Ancak ileri evre böbrek hastaları için hekimler tarafından sıvı kısıtlaması önerilebiliyor.
Havaların soğumasıyla artan soğuk algınlığı ve grip, böbrek hastalarını daha olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, soğuk algınlığı ve grip virüslerinin uzaklaştırılması için düzenli el yıkama konusunda vatandaşları uyarıyor. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Altok, soğuk havalarda özellikle böbrek hastalarının nelere dikkat etmesi gerektiğini anlattı.
Grip aşısı yaptırmadan önce mutlaka bir hekime danışılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Kadriye Altok, "Soğuk algınlığı ve grip, böbrek hastalarında daha ağır ve komplikasyonlu seyrettiği için çoğu böbrek hastasının grip aşısı yaptırması gerekir. Soğuk algınlığı ve grip virüslerinin uzaklaştırılması için, düzenli el yıkama önemlidir. El dezenfektanını daima yanınızda bulundurun, halka açık yerlerde kapılara mümkün olduğunca dokunmaktan kaçının. Telefonlar, kapı kolları ve musluklar gibi çok sayıda kişinin temas ettiği yüzeyler dezenfektanlarla sık sık silinmeli" diye konuştu.
Soğuk havanın su içme ihtiyacını azaltabileceğini aktaran Altok,"Bu durum cilt kuruluğu, çatlaklar ve böbrek sağlığı açısından sorun oluşturur. Yeterince sıvı alınması önemlidir. Ilık su ve sıcak içecekleri tercih edebilirsiniz. Ancak idrar miktarı azalan ileri evre böbrek hastaları için sıvı kısıtlaması gerekebileceği unutulmamalıdır. Bu hastaların günlük ne kadar sıvı almaları gerektiğini kendilerini takip eden hekimle konuşmaları gerekir. Sıvı kısıtlaması olan hastaların cilt ve dudak nemlendiricilerinden faydalanmaları uygun olur" şeklinde konuştu.
Altok, hipertansiyonu ve böbrek hastalığı olanların aerobik egzersiz denilen yürüyüşlere sonbahar ve kış aylarında da devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.
SU İÇME İSTEĞİNİN AZALMASI İDRAR YOLU ENFEKSİYONU RİSKİ OLUŞTURABİLİR
Kış aylarında su içme isteğinin azalmasının idrar yolu enfeksiyonu için risk oluşturabileceğini söyleyen Altok,"İdrar yollarına ve mesaneye ulaşan bakteriler burada tutunup çoğalarak enfeksiyona neden olmaktadır. Bol su tüketilmesi ve sıvının da yeteri kadar idrarla atılması bakterilerin temizlenmesine katkı sağlar. Eğer yeterince su içilmezse, bu yıkama mekanizması kullanılamayacağı için idrar yolu enfeksiyonu için eğilim artabilir" ifadelerini kullandı.
Soğuk hava kas sistemine ait ağrıları artırıyor
Soğuk havanın başta sırt, bel, yan ağrısı olmak üzere daha çok iskelet kas sistemine ait ağrıları artırdığını kaydeden Altok, "Soğuk havalarda damarların büzüşmesi, kasların daha az kanlanmasına ve kasılıp sertleşmesine neden olur. Kasların kasılması ve sertleşmesine bağlı olarak omurgaya ve sinirlere olan baskı nedeniyle sırt, bel ve yan ağrısı ortaya çıkar ve genellikle böbreklerle ilgili bir rahatsızlık söz konusu olmaz. Soğuk havalarda bu ağrılardan kaçınmak için özellikle açık havada vücudu sıcak tutmak önemlidir. Bel ve boyun bölgesinin açıkta kalmamasına özen göstermek, soğuk havanın vücutla temasına engel olacak şekilde kıyafetleri bel kısmında içeri almak, atkı, fular kullanmak uygun olur" ifadelerini kaydetti.
SIK İDRARA ÇIKMA İDRAR YOLU ENFEKSİYONU NEDENİ OLABİLİR
Sık idrara çıkmanın, idrar yolu enfeksiyonlarında görüldüğünü fakat her zaman enfeksiyon bulgusu olmayacağını aktaran Altok, "Soğuk havalarda vücudun dış yüzeyindeki damarlarda büzüşme ve hayati organlara daha fazla kan gitmesi nedeniyle böbrekler daha fazla çalışır buna bağlı sık idrara çıkma görülür. Ancak sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, böbrek fonksiyon bozukluğunun erken belirtilerinden biri de olabilir, devam eden sık idrara çıkma ve gece idrara çıkma varsa mutlaka hekime başvurmak gerekir" dedi.
Kaynak: İHA