Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan Tarihçi Özgür Aslan, kültür varlıklarının sayısının artmasıyla 1945 yılında Van Müze Memurluğu kurulduğunu ifade ederek, “Satın alma ya da arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılan eserlerin daha iyi korunup teşhir edilmesi amacıyla 1972 yılında Van Müze Müdürlüğü oluşturulmuştur.
Binanın yetersiz kalması üzerine modern müzecilik anlayışıyla 13 bin metrekarelik bir alana yeni bir müze binası inşa edilerek 2019 yılında ziyarete açılmıştır. Yeni müze binasında 23 sergi holü bulunmaktadır” dedi.
Van Müzesi’nin Urartular, Roma, Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu ve Karakoyunlu ile Osmanlı dönemlerine ait eserler, sikkeler ve Van halk kültürüne ışık tutan etnografik eserlerle ziyaretçilerini beklediğini vurgulayan Özgür Aslan, “Urartu takıları arasında dikkat çeken bilezikler ve pazubentler, tunç, altın ve gümüşten üretilmiştir.
Bilezikler genellikle uçları açık elips veya uçları üst üste giydirilmiş formda olup, pazubentlerin hem üst üste giydirilmiş hem de spiral formları bulunmaktadır. Urartu nekropollerinde yapılan kazılarda, bazıları iskelet üzerinde olmak üzere çok sayıda bilezik ve az sayıda da olsa pazubent bulunmuştur” ifadelerini kullandı.
Urartu adak levhalarının büyük çoğunluğunun Van ili Gürpınar ilçesi Giyimli köyünde bulunduğunu kaydeden Özgür Aslan, “Tunç adak levhaları üzerinde çoğunlukla tanrı tasvirleri yer alır. Tanrı betiminde tanrı, genellikle bir hayvan üzerinde ayakta durur pozisyonda olup, elinde silah tutar ve bir yayı vardır. Diğer elini ise dirsekten kırarak hafifçe öne doğru uzatmıştır. Urartu takıları arasında dikkat çeken küpeler, tunç, altın, gümüş ve kurşundan yapılmıştır.
Küpeler genellikle basit halka, hilal ve sandal formludur veya bu tiplere tutturulan sarkaçlardan oluşur. Çavuştepe, Karmir Blur, Kayalıdere, Giriktepe Sarayı, Giyimli, Van/Altıntepe ve Van/Kalecik Nekropolü gibi Urartu merkezlerinde çok çeşitli tipte küpeler bulunmuştur” diye konuştu.
2,4 cm çapında olan boncuk üzerinde üç satır çivi yazısı bulunduğuna da değinen Özgür Aslan, “Bu yazıtta Urartu Kralı I. Argişti’nin Eriahi ülkesine yaptığı askeri seferden getirdiği taşı, Baş Tanrı Haldi’nin eşi Tanrıça Aurabaini’ye armağan ettiği belirtilmektedir.
Urartu Aslanı Heykelciği, dökme tekniği ile bronz malzemeden yapılmış olup, kükreyen aslan şeklindedir. Ağrı ilinin Patnos ilçesindeki Aznavur Tepe'de yapılan kaçak kazıda ele geçirilmiş ve yasa dışı yollarla yurtdışına kaçırılmıştır. Günümüzde İsrail Jerusalem Müzesi'nde sergilenen üç ayaklı şamdanın bir parçasıdır ve Van Müzesi'nde sergilenmektedir” dedi.
Hakkari kent merkezinde bulunan Mir Kalesi’nin kuzeydoğu eteklerinde 1998 yılında bulunan stellerin toplam 13 adet olduğunu söyleyen Özgür Aslan, “Erken Demir Çağına tarihlenen bu stellerde muhtemelen yerel beyler ve eşleri tasvir edilmiştir.
Farklı tekniklerde ve farklı zamanlarda yapılmış olan bu steller, savaş malzemeleri ve yaşam alanlarını yansıtan çadır ve yaban hayvanları ile betimlenmiştir. Van Müzesi, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla ziyaretçilerini bekliyor. Urartu, Roma, Bizans, Selçuklu, Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Osmanlı dönemlerine ait eşsiz eserler, Van halk kültürünü de yansıtarak misafirlerine benzersiz bir deneyim sunuyor” şeklinde konuştu.