Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan Tarihçi Özgür Aslan, Bitlis şehrine adını veren Büyük İskender’in komutanlarından Badlis tarafından MÖ 312 yılında inşa edildiğini söyledi. Kalenin, Bitlis suyunun kollarından iki derenin birleştiği yerde, yalçın bir kaya bloğu üzerine kurulduğunu ifade eden Özgür Aslan, doğudan batıya uzanan müstahkem bir mevki olan kalenin şehrin savunması için stratejik bir noktada yer aldığını vurguladı.
Özgür Aslan, “Bitlis Kalesi, çevresi 2800 metre olan geniş bir alana yayılmıştır. Kale, 56 metre yüksekliğinde ve 7 metre genişliğindedir. Üstünde muhteşem bir han sarayı, 300 ev, bir han, bir camii ve bir minare bulunmaktadır. Ayrıca, kalenin kuzey tarafında, nehre bakan üç kat demir kapısı bulunan bir çarşı, bir bedesten ve birkaç yüz ev yer almaktadır. Bu yapılar, kalenin sadece askeri değil, aynı zamanda sosyal ve ticari bir merkez olduğunu da göstermektedir” dedi.
Kalenin çepeçevre 670 mazgalla tahkim edildiğini dile getiren Özgür Aslan, “Bu mazgalların altında birer de kapalı mazgal delikleri bulunmaktadır. Kaleye çıkılması zor ve sarp bir tepe üzerine inşa edilmiş olduğundan, çevresinde savunma hendeği bulunmamaktadır.
Kale içinde gözetleme kuleleri, erzak ve cephane dolu mağaraların bulunduğu da kaynaklarda belirtilmektedir. Günümüzde sadece kale mevcut olup, zaman zaman yapılan onarımlar sayesinde muhteşem görünüşünü kaybetmemiştir. Kaleden ayrı olarak, Dideban Tepesi üzerinde de bir kule olduğu bilinmektedir. Bitlis’in dağlık mahallelerine hakim bir konumda bulunan bu kulenin sadece kalıntıları bulunmaktadır.
Evvelce buranın kaleye işaret veren bir gözetleme yeri olduğu tahmin edilmektedir. Bitlis Kalesi, tarihi ve mimari özellikleri ile hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çeken önemli bir yapıdır. Bu kale, geçmişten günümüze uzanan tarihi ve stratejik önemi ile Bitlis şehrinin sembollerinden biri olmayı sürdürmektedir” diye konuştu.