Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçi Özgür Aslan, Alaeddin Bey ve Hacı Şeref camilerinin batısında yer alan bu tarihi caminin, mimari özelliklerinden dolayı 14. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendiğini belirtti. Aslan, “Muş Ulu Camii, moloz taştan yapılmış, dikdörtgen planlı ve kitabesiz bir yapıdır.
Ana mekânı, ortada kubbe, yanlarda beşik tonoz örtülü olup, kuzeyinde kesme taştan yapılmış üç kubbeli bir son cemaat yeri bulunmaktadır. Kesme taştan yapılmış sade taç kapısı, sivri kemerli bir niş içerisinde yer alır. Caminin batı duvarı dışında, diğer duvarlarında ikişer pencere bulunmakta, böylece iç mekâna doğal ışık sağlanmaktadır” dedi.
Muş Ulu Camii’nin minaresinin geçmişte yaşanan depremlerden ciddi zarar gördüğünü ve bu hasarların 1968 ve 1972 yıllarında aslına sadık kalınarak onarıldığını vurgulayan Aslan, “Bu restorasyon çalışmaları, caminin tarihi dokusunu koruyarak günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır. Minarenin yeniden inşası, caminin mimari bütünlüğünü korumak adına büyük bir titizlikle gerçekleştirilmiştir.
Caminin avlusunda yatan Şeyh Muhammed-i Mağribi, bu kutsal mekânın manevi koruyucusu olarak kabul edilmektedir. Onun manevi mirası, caminin çevresinde yaşayan insanlar için büyük bir anlam taşımaktadır. Şeyh Muhammed-i Mağribi’nin ruhaniyetinin, camiyi ziyaret edenlere huzur ve sükûnet verdiğine inanılmaktadır” diye konuştu.
Muş Ulu Camii’nin, hem mimari özellikleri hem de tarihi dokusuyla bölgenin önemli bir kültürel ve dini mirası olduğunu belirten Aslan, “14. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen bu camii, Osmanlı mimarisinin erken dönem özelliklerini yansıtan nadir yapılardan biridir. Caminin moloz taş yapısı, kesme taştan yapılmış son cemaat yeri ve sade taç kapısı, dönemin mimari anlayışını gözler önüne sermektedir.
Muş Ulu Camii, tarih ve maneviyatın buluştuğu önemli bir yapıdır. 14. yüzyılın ikinci yarısından günümüze ulaşan bu camii, depremlerden zarar görmüş olmasına rağmen, aslına sadık kalınarak yapılan onarımlar sayesinde ayakta kalmayı başarmıştır.
Avlusunda yatan Şeyh Muhammed-i Mağribi’nin manevi varlığı, caminin değerini daha da artırmaktadır. Muş’un kültürel ve tarihi mirasının önemli bir parçası olan Muş Ulu Camii, gelecek nesillere aktarılması gereken bir hazine olarak varlığını sürdürmektedir” şeklinde konuştu.