Geçen yıl Sabancı Üniversitesi ile Siro Enerji arasında imzalanan niyet mektubu doğrultusunda, Türkiye'de bu alanda lisansüstü programlar tasarlamak için çalışmalar başlatıldı. 2024-2025 eğitim ve öğretim yılında Sabancı Üniversitesi’nde mühendislik öğrencileri, bu yenilikçi yan dal programına katılabilecek.
Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erkay Savaş, AA'ya yaptığı açıklamada, batarya bilimi ve mühendisliği alanında insan kaynağı yetiştirme hedefiyle bu programı tasarladıklarını belirtti. Savaş, "Programımızla, öğrencilerimize sektöre uygun ve akademik açıdan zengin bir eğitim sunmayı amaçlıyoruz. Bu sayede, gençlerimizi batarya teknolojileri alanında donanımlı hale getirerek, onların çok yönlü gelişimini sağlamayı hedefliyoruz," dedi.
Programın, teorik bilgileri pratik deneyimlerle harmanlayan çok yönlü bir eğitim sunacağını vurgulayan Savaş, öğrencilerin batarya alanındaki zorluklara çözümler geliştirirken, yenilikçi yaklaşımlar ve teknolojik gelişmeleri de yakından takip edebileceklerini ifade etti.
Üniversite-Sanayi İşbirliğinin Önemi
Prof. Dr. Erkay Savaş, Türkiye'deki batarya endüstrisi gelişmelerinin ve yatırımlarının umut verici olduğunu belirterek, "Enerji depolama teknolojilerine olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Elektrifikasyona hızla geçiş yapmak isteyen ülkeler için bu alandaki teknolojik üstünlük büyük önem taşıyor," dedi. Savaş, bu programın batarya uzmanı mühendis ve araştırmacı yetiştirilmesinde önemli bir adım olduğunu ve endüstrinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik sağlam bir temel sunduğunu söyledi.
Program Koordinatörü Prof. Dr. Selmiye Alkan Gürsel ise, yeni yan dal programının disiplinler arası temel mühendislik becerilerini kazandırmanın yanı sıra, elektrokimya, termodinamik, batarya kimyası, tasarımı, üretimi, modellemesi ve yönetim sistemleri gibi konularda teorik ve uygulamalı dersler sunacağını belirtti. Gürsel, programın öğrencilerin hücre ve batarya tasarımı, test ve karakterizasyonu konularında pratik becerilerini geliştirmelerine olanak tanıyacağını vurguladı.
Gürsel ayrıca, Türkiye’nin kalkınmasında üniversite-sanayi işbirliğinin kritik rolüne dikkat çekerek, bu işbirliklerinin bilimsel araştırmalarla uygulamalı çözümler arasında köprü kurduğunu ve yeni teknolojilerin geliştirilmesine, araştırma sonuçlarının ticari ürünlere dönüştürülmesine, teknoloji transferine, ekonomik ve sosyal ilerlemeye katkı sağladığını belirtti. Gürsel, bu işbirliklerinin aynı zamanda yeni iş fırsatları ve istihdam yaratma potansiyeline de sahip olduğunu ekledi.
4o