Kültür ve Turizm Bakanlığının girişimleri sonucu İngiltere'den Türkiye'ye getirilen Sidamara tipi lahit ile M.Ö. 2000-3000'e tarihlendirilen kağnı heykeli, Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenecek. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Kültür varlıklarımızın korunması için azami hassasiyet gösteriyoruz. Bununla birlikte çeşitli yollarla sınırlarımız dışına çıkarılmış olan hazinelerimizi de gerek diyalog kurarak gönüllülük esasıyla, gerekse hukuki yollarla ait olduğu topraklara geri getirmek için mesai harcamaktayız" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye'nin zengin kültür mirasına sahip çıkmak için ortaya koyduğu çalışmalara bir yenisini daha ekledi. 15 Şubat tarihinde İngiltere'den Türkiye'ye getirilen Isparta kökenli Sidamara tipi lahit ile M.Ö. 2000-3000'e tarihlendirilen kağnı heykeli, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde tanıtıldı. 1980'li yıllarda Isparta'nın Göksöğüt Belediyesi tarafından 5 parçaya bölünmüş olarak tespit edilen ve belediyeye taşınan Sidamara tipi lahit, Isparta Müzesi Müdürlüğüne taşındığında üç ana parça ve ufak birkaç parça olarak kayıtlara geçti. 1987 yılında Prof. Dr. Mehmet Özsait tarafından fotoğraflanan eserlerin eksik parçalarını Prof. Dr. Volker Michael Strocka, 2015 yılında yaptığı bir araştırma sırasında fark etti. Esere ait iki parçanin Londra'daki Sotheby's Müzayede Evi'nin 1988 yılında bastığı müzayede kataloğunda yer aldığı tespit edildi. Prof. Dr. Musa Kadıoğlu aracılığıyla konunun Kültür ve Turizm Bakanlığına bildirilmesi üzerine hem Kültür ve Turizm Bakanlığı hem İçişleri Bakanlığı Interpol-Europol Dairesi Başkanlığı, Sotheby's Müzayede Evi ile irtibata geçti. İlgili muhatapların bulunması ve ikna edilmesi üzerine Türk medeniyetine ait iki değerli eser Türkiye'ye getirildi.
"2004-2020 YILLARI ARASINDA 4 BİN 439 ADET KÜLTÜR VARLIĞINI ÜLKEMİZE KAZANDIRDIK"
Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde sergilenen eserleri tanıtan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Bu toprakların medeniyet mirasına ait çok değerli iki kültür varlığının ülkemize geri getirilmesi vesilesiyle bugün bir araya geldik. Hiç şüphe yok ki Türkiye olarak dünyanın en zengin arkeolojik mirasına sahibiz. İnsan medeniyetinin doğduğu, onlarca farklı devlet ve kültür yapısına evrildiği, tarihi şekillendiren sayısız dönüm noktasının gerçekleştiği toprakların üzerinde yaşıyoruz. Böylesine zengin bir kültür mirasına sahip çıkmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Kültür varlıklarımızın korunması için azami hassasiyet gösteriyoruz. Bununla birlikte çeşitli yollarla sınırlarımız dışına çıkarılmış olan hazinelerimizi de gerek diyalog kurarak gönüllülük esasıyla, gerekse hukuki yollarla ait olduğu topraklara geri getirmek için mesai harcamaktayız. Sadece 2019 yılında 106 kültür varlığımızın iadesini sağladık. Bugün yine yürüttüğümüz çalışmaların sonucu olarak iki kültür varlığımızın daha ülkemize geri dönüşünün mutluluğunu yaşıyoruz. 2004-2020 yılları arasında 4 bin 439 adet kültür varlığının ülkemize iadesini sağladık. Özellikle belirtmek istiyorum 2002 yılında kadar bir tane tarihi eseri yurt dışından getirttik. Daha sonra Kaçakçılık Dairesi oluşturulup, üzerine daha hızlı gidilme kararı alındıktan sonra 5 bine yakın tarihi eser tespit edilerek ülkemize kazandırıldı" ifadelerini kullandı.
"HER İKİ ESER DE İNGİLTERE'DE BULUNDU"
Ülkeye getirilmesi sağlanan iki eser hakkında bilgi veren Ersoy, "Geri getirdiğimiz iki eser hakkında da bilgi vermek istiyorum. Her ikisi de İngiltere'de bulundu. İlki Isparta Müzesi'ndeki Sidamara tipi lahit esere ait olan ve 1987-1988 yılları arasında yurt dışına çıkarıldığı tahmin edilen iki kayıp parçadan biri. İlgili eserin bir müzayede evindeki katalog taranırken 4 Aralık 2019 tarihinde satışa çıkarılacağı tespit edilerek hareket geçildi. Bakanlığımızca, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Interpol-Europol Dairesi ile irtibata geçilerek, İngiltere polisiyle temas kurulmuş ve eserin satışı geçici olarak durdurulmuştur. Sunduğumuz veriler sayesinde ilgili eserlerin Türkiye'den yasa dışı halde çıkarıldığına ikna olan İngiliz polisi, eseri elinde bulunduran kişiyle görüşerek eserin iade edilmesine aracılık etmiştir" dedi.
"BU OPERASYONLAR BİR KEZ DAHA BİZLERE AKADEMİK ÇALIŞMALARIN ÖNEMİNİ GÖSTERDİ"
İki boğa tarafından çekilen bir araba modeli olan eseri tanıttığı sırada Ersoy, yapılan akademik çalışmaların önemine de dikkat çekti. Her iki eserin de Türkiye'ye kazandırılmasında Prof. Dr. Mehmet Özsayit ve Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu'nun katkılarının altını çizen Ersoy, "İkinci eser ise Milattan Önce (M.Ö.) 2-3 binde tarihlendirilen iki adet boğa tarafından çekilen bir araba modelidir. Yine İngiltere'de bulunan bir müzayede evinde 28 Kasım 2019 tarihinde yapılması planlanmış olan açık arttırmaya ait katalogda tespit edilmiş ve ilgili işlemler başlatılmıştır. İlk etapta eserin satışının durdurulması talebimiz, müzayede evi tarafından reddedilmiştir. Bunun üzerine Londra Kültür Müşavirliğimiz, İngiliz polisiyle irtibata geçerek eserlerin satıştan çekilmesi sağlanmıştır. Ardından müzayede evi kanalıyla eserin sahibiyle temasa geçilerek, eser üzerindeki mülkiyet hakkından vazgeçmesi ve Türkiye'ye iadesi konusunda kendisini ikna ettik. Bu operasyonlar bir kez daha bizlere akademik çalışmaların ne kadar önemli olduğunu göstermek konusunda örnek birer dosyadır. Her iki eserin hem tespiti hem de ülkemize aidiyeti açısından Prof. Dr. Mehmet Özsayit ve Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu'nun çalışmaları kilit rol oynamıştır" diye konuştu.
"HER ESER AİT OLDUĞU YERDE GÜZEL"
Eserlerin 15 Şubat tarihinde Türk Hava Yolları (THY) tarafından Türkiye'ye getirildiğini söyleyen Ersoy, "Her iki eserimiz de THY tarafından ücretsiz olarak ülkemize getirildi. Takdir edersiniz ki kültür varlıklarının taşınması oldukça meşakkatli bir süreç. Bu süreci bizler için kolaylaştıran THY Genel Müdürlüklerine, İstanbul ve Esenboğa Mülki İdari Amirliklerine, Emniyet Müdürlüklerine, gümrük görevlilerine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bu tür operasyonlarda güçlü iş birliğini önemseyen ve desteğini bizlerden esirgemeyen Dışişleri, İçişleri, Ticaret ve Adalet Bakanlıklarımıza şükranlarımı sunuyorum. Her ne kadar elde ettiğimiz bu tür başarılar bizleri mutlu etse de tarihi eser kaçakçılığının en başında önlenmesi esas hedefimiz olmalı. Tarihi eser kaçakçılığıyla en önemli mücadele halkımızın bilinçlendirilmesi. Halkımıza şu mesajı iletmek istiyorum; kültür varlıkları hepimizin ortak hafızasıdır. Bu ülkede gerçekleşen her kaçak kazı bu hafızaya indirilmiş bir darbedir. Herkesin bu farkındalıkla hareket etmesi, bu eşsiz eserlere sahip çıkmasını bekliyoruz. Her eser ait olduğu yerde güzel ve anlamlıdır" ifadelerini kullandı.
(Emin Kuvat - Erdinç Türkcan - Mehmet Kalay/İHA)
Kaynak: İHA