1980 askeri darbesinde Mustafa Pehlivanoğlu ile idam cezası alan ülkücü camianın önemli isimlerinden İsa Armağan, Karşıyaka Mezarlığı'nda ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından defnedildi. Cenaze namazına katılan yüzlerce Ülkücü, Armağan'ı son yolculuğuna dualarla ve tekbirlerle uğurladı.
12 Eylül 1980 askeri darbesinde Mustafa Pehlivanoğlu ile idam cezası alan ve ülkücü camianın önde gelen isimlerinden İsa Armağan geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Armağan, Karşıyaka Mezarlığı'nda ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından dualarla toprağa verildi. İsa Armağan'ın arkadaşı Mahir Damatlar, 1980'lerde had safhada zulümlerin ve işkencelerin olduğunu söyleyerek, "O zaman İsa Armağan ile Mustafa Pehlivenoğlu kardeşlerimize Balgat'taki bir olayı üzerlerine yıktılar. Ailelerini getirdiler, hanımını annesini getirdiler işkence yaptılar. Bu işkencelerle Balgat'taki olayı İsa ile Mustafa'nın üzerine yıktılar. Daha sonra mahkeme süresince ikisi de o zamanki sık yönetim mahkemelerinde idam cezası aldı. İdam cezası Yargıtay'a gittiği gün Mamak Askeri Cezaevi'nden firar ettiler Mustafa'yla" diye konuştu. Birlikte olduğu Pehlivanoğlu'nun 1980 Ekim'de sabaha karşı idam edildiği bilgisini veren Damatlar, "Çok maceralı bir kaçaklık dönemi oldu İsa'nın. Tek başınaydı. Bir dönem İran'a oradan gelip tekrar Avrupa'ya çıktı. Daha sonra da orada tutuklandı. Bir kısım cezasını orada bir kısım cezasını burada çekti. Hayatı zulümlerle geçti, işkencelerle geçti, mahpushanelerle geçti. Cezaevinden çıktıktan sonra geldi oturduk, dertleştik. Sonra dedi ki beni bir mezarlığa götür. Ben anladım ki o Mustafa Pehlivanoğlu'nun kabrini ziyaret edecek. Yanında oğlu da vardı birlikte gittik Pehlivanoğlu'nun kabrine. Kadere bakın ki eğer yakalanmış olsaydı Mustafa Pehlivanoğlu'nun yanında o yatıyor olacaktı" ifadelerine yer verdi.
Cezaevinden en son çıktıktan sonra hiçbir olumsuz hareketinin olmadığını belirten Damatlar, "Gerçekten bir ismi vardı. Delikanlı bir insandı, yiğit insandı. Hiçbir zaman gayr-i meşru bir işin içerisinde olmadı. Hayatını böyle idame ettirdi. Arkadaşları tarafından çok sevilen bir insandı. Aile hayatı düzgün bir insandı. Geçen hafta yine ikimizin de çok sevdiği ortak bir dostumuzun cenazesine gittik İstanbul'da. Orada sapasağlamdı. Dün gece duyduk ki kalp krizinden vefat etmiş. Çileli bir ömrü böyle son buldu. Allah rahmet eylesin" diye konuştu.
Sadece kendisinin işkence görmediğini ailesinin de çok büyük işkenceler gördüğünden bahseden Damatlar, "Yeni evli ve gencecik hanımının bile o zamanki gazetelerde ayaklarının yaraları, morlukları çıkmıştı. Düşünün ki bir insanın hanımı getirilip gözlerinin önünde işkence yapılıyor. O zaman bir zalim bir iktidarın zalim bir işkenceci ekibi vardı. Bunlar bütün ülkücü camiaya bu zulmü yapıyorlardı. İsa da o zulmü had safhada yaşayan kardeşlerimizden birisiydi" dedi.
BİR DİĞER ARKADAŞI HAKKI ÖZNUR İSE İSA ARMAĞAN HAKKINDA ŞUNLARI SÖYLEDİ:
"İsa Armağan arkadaşımız dava arkadaşımız, ülküdaşımız, kardeşimizdir. İsa Armağan ömrünü aziz Türk milletine ülkücü harekete vakfetti. Hasbiydi, hesap adamı değil dava adamıydı. Hayatı çilelerle geçti. 12 Eylül 1980 öncesi Ankara'da ülkücü hareket saflarında çok büyük mücadeleler verdik. 55 yıllık ülkücüydü. Ülkücü hareketin yiğit bir evladıydı. 12 Eylül 1980 öncesi ölümün gezdiği, namluların kan kustuğu Türkiye'de fırtınalı ve zor yıllarda ülkücü hareketin içerisinde çok büyük mücadeleler verdi. Her türlü emperyalizme ve küfre karşı verilen mücadelede o destanlık mücadelesinin kahramanlarındandır."
O dönemde Armağan ve ailesinin çok büyük işkenceler gördüğünü anlatan Öznur, "12 Eylül darbesi olduktan sonra cuntanın aradığı isimlerin başında geliyordu. İsa Armağan 12 Eylül cuntası tarafından yakalansaydı idam edilecekti" dedi.
(Mevlüt İşli - Yunus Özkan/İHA)
Kaynak: İHA