Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan tarihçiler, yüzyıllar boyunca ayakta kalmayı başaran Kaya Çelebi Camii’nin zamanla yıpransa da 1993 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen kapsamlı onarımlar sonrası yeniden ibadete açıldığını söyledi.
Tarihçiler, “Bu restorasyon çalışmaları, caminin tarihi dokusunu korumayı hedeflemiş ve Osmanlı dönemine ait mimari unsurların tekrar canlandırılmasını sağlamıştır. Bugün, cami hem yerel halkın ibadetine ev sahipliği yapmakta hem de ziyaretçilere tarihi bir yolculuk sunmaktadır” dediler.
Kaya Çelebi Camii'nin mimari yapısının oldukça sade ve etkileyici olduğunu ifade eden tarihçiler, “Cami, kare planlı ve tek kubbeli bir harim ile kuzeyinde yer alan beş gözlü son cemaat yeri ile karakterize edilmektedir. Camiyi diğer yapılardan ayıran özelliklerden biri de iki renkli kesme taşlarla inşa edilmiş cepheleridir. Farklı formlarda pencerelerle hareket kazandırılan bu cepheler, yapının estetik zenginliğini artırmaktadır” diye konuştular.
Caminin giriş kapısı ve pencerelerinin dikkat çekici bitkisel ve geometrik süslemelere sahip olduğunu da kaydeden tarihçiler, “Özellikle kuzey cephede yer alan giriş kapısı, bu süslemelerle zenginleştirilmiştir. İbadet mekânının içerisine girdiğinizde, kıble duvarına yerleştirilmiş mihrabın ihtişamı sizi karşılar. Mihrab, düzgün kalker taşlarıyla yapılmış olup, mukarnaslı bir bordürle çerçevelenmiştir. Geometrik ve bitkisel süslemeleriyle dikkat çeken mihrap, Osmanlı devrinin estetik anlayışını yansıtan önemli bir unsurdur” ifadelerini kullandılar.
Kaya Çelebi Camii’nin minaresinin Osmanlı döneminin tipik mimari özelliklerini taşıdığına da değinen tarihçiler, “Kare kaideli ve silindirik gövdeli olan minare, şerefeden sonra kısa bir petek ve külah ile son bulur. Bu mimari yapı, hem estetik hem de dini önemi ile Eski Van'ın simgelerinden biri haline gelmiştir. Kaya Çelebi Camii, Van'da ibadete açık olan tek cami olarak da ayrı bir önem taşımaktadır” şeklinde konuştular.