‘Tosuncuk’un ağabeyi Fatih Aydın Çiftlik Bank davasında tutuklandı
Çiftlik Bank'ın kurucusu "Tosuncuk" lakaplı Mehmet Aydın'ın ağabeyi Fatih Aydın, aynı suçlardan görülen 3 ayrı Çiftlik Bank davasında da tutuklandı. Yargılandığı davalar kapsamında ilk kez hakim karşısına çıkan Aydın, "Kardeşimin isteği ve ricası üzerine tamamen iyi niyetimle, formaliteden şirkete ortak oldum. Ben bu organizasyona hiçbir zaman dahil olmadım" diyerek suçlamaları kabul etmedi. Mehmet Aydın ise, ağabeyinin beyanlarının doğru olduğunu söyleyerek, "Ben hala sözümün arkasındayım. Mal varlığı değerlerim satıldığında müştekilerin parasını iade edeceğim. Mal varlığım buna yetecek miktardadır" dedi.
Binlerce kişiyi kar vaadiyle dolandırdığı gerekçesiyle "tosuncuk" lakaplı Mehmet Aydın ile ağabeyi Fatih Aydın'ın da aralarında bulunduğu 20 sanıklı Çiftlik Bank davasına devam edildi. Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Mehmet Aydın ve ağabeyi Fatih Aydın cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanırken, 6 tutuksuz sanık, müştekiler ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu. Uruguay'dan Türkiye'ye iade edildikten sonra tutuklanan ve yargılandığı dava kapsamında ilk kez hakim karşısına çıkan Fatih Aydın, duruşmada savunma yaptı. Aydın, kimlik tespitinde, "Türkiye'de resmî olarak evliyim. 3 çocuğum var. Lisans mezunuyum" dedi.
"İYİ NİYETİMLE ŞİRKETE ORTAK OLDUM"
Suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Fatih Aydın savunmasında, "Kardeşim Mehmet Aydın'ın isteği ve ricası üzerine tamamen iyi niyetimle yardım etmek için formaliteden şirkete ortak oldum. Ben bu organizasyona hiçbir zaman dahil olmadım. Mehmet Aydın'ın Türkiye'de bulunan hiçbir şirketine ortak değilim" dedi. Kardeşi Mehmet Aydın'ın kendisine "arabanla nakliye işi yapabilir misin" diyerek iş teklifinde bulunduğunu anlatan Aydın, "Bal, süt gibi ürünleri tedarik edip şarküteriye bırakırdım. Memurlar kontrol için geldiler, "yumurtalara tarih basılması lazım" dediler. Ruhsatta olmadığı için asma katın sökülmesi gerektiğini söylediler. Kardeşim bu işler için bana müdürlük yetkisi vermişti. Ben de şarküterinin işini halletmiştim. Bunun dışında benim şarküteriyle veya Çiftlik bank isimli organizasyonla herhangi bir bağlantım olmamıştı. Ben normalde halı yıkama işiyle uğraşıyordum" diye konuştu.
"ŞİRKET SADECE KAĞIT ÜZERİNDE KALDI"
Davanın sanıklarından şirkette genel müdür olarak çalışan Cengiz Samur ile tanıştığını anlatan Aydın, "Bir gün bana kardeşim ve eşiyle birlikte Kıbrıs'ta olduğunu söylemişti. Ne için orada olduklarını sorduğumda ise hem kardeşimin eşinin tatil yaptığını hem de orada bir şirket açmak istediklerini söyledi. Ancak açılacak şirkette en az 2 ortak olması gerektiğini ve yüzde 20 hisseyle beni uygun gördüklerini söyledi. Ben de bu teklifi kabul ettim ve Kıbrıs'taki şirkete yüzde 20 hisseyle ortak oldum ancak kardeşim bana imza aşamasında bu ortaklığın sadece formaliteden ibaret olduğunu ve bu şirketten herhangi bir beklentimin olmaması gerektiğini söyledi. Eğer istersem uğraştığım iş olan halı yıkama işini büyütme konusunda yardımcı olacağını ekledi. Sonra bankadan hesap açmamı istediler. Ancak ben Kıbrıs'taki yasal prosedürler gereği hesap açamadım. Sonrasında da bu şirketin sadece kağıt üzerinde kaldığını biliyorum" dedi. Fatih Aydın, Bursa'ya döndüğünü ve halı yıkama işi yaptığını anlatarak, "Kardeşimin şarküteriyle ilgili sorunlar yaşadığını ve bu nedenle şirketi İstanbul'a taşıdığı söylediler. Ancak ben şirketi İstanbul'da nereye taşıdığını ve kimlerle çalıştığını bilmiyorum. Daha sonra aldığı tehditler nedeniyle Uruguay'da olduğunu öğrendim. Neden orada olduğunu sorduğumda mafya ile uğraşmak zorunda kaldığını ve Türkiye'den uzaklaştığını söyledi" dedi.
"EŞİM VE ÇOCUKLARIMIN BAŞINDA BEKLEDİM"
Çalışmak için Uruguay'da kaldığını anlatan Aydın, "Aradan 6-7 ay geçtikten sonra kardeşim hakkındaki haberleri gördüm. Kardeşimle konuştuğumda bazı sıkıntılar yaşadıklarını Ticaret Bakanlığı'nın hakkında soruşturma başlattığını, sunum hazırladıklarını söyledi. Ardından Türkiye'de tutuklamaların başladığını duydum. Eşim hamile olduğu için gidemedim. Bu olaylar olduktan sonra sosyal medyada bizi linç ettiler, ölümle tehdit ettiler. Bundan dolayı Türkiye'ye dönmek istemedim. Eşim ve çocuklarımın başında bekledim. 4 sene boyunca çalıştım. Uruguay'da hiçbir zaman kaçak olarak yaşamadım. Kardeşim teslim olduktan sonra beni de çalıştığım yerde gelip yakaladılar. Üzerime atılan suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
"LÜKS İÇİNDE YAŞAMADIK"
Aydın savunmasının devamında, "Hakkımızda medyada çıkan haberlerin hepsi yalandır. Biz orada kesinlikle lüks içinde yaşamadık. 4 yıl orada çalıştım. Şikayetçi olan kişilerin adil ve doğru olmalarını istiyorum. Abimle yaptıkları ticaret sonucunda kızgınlık ve nefretle beni suçlamaları doğru değil. Benim bu kişilerle hiçbir zaman herhangi ticari ve sosyal ilişkim olmadı. Uruguay'da kötü bir hapishanede 4 ay hapis yattım. Şimdi de sadece 1 yatak olan hücrede kalıyorum. Uruguay'daki yargılama neticesinde ceza almadım. Hem Türk Interpolü hem de Uruguay Interpolü durumdan haberdardır" diye konuştu.
MEHMET AYDIN: "KARDEŞİMİN SÖYLEDİKLERİ DOĞRUDUR"
Mehmet Aydın'a ağabeyi Fatih Aydın'ın savunması soruldu. Mehmet Aydın, "Doğrudur. ağbeyime Kıbrıs'taki şirketin yasal mevzuatı gereği pay vermiştim. Ancak ağabeyim şirket kapsamında faaliyette bulunmadığı gibi maddi menfaat temin etmedi. Ağabeyimin söyledikleri doğrudur. Müştekiler televizyon reklamlarımda görerek oyun oynamaya başladıklarını söylemişler. Ancak reklamlarda satmış olduğumuz bal, peynir, sucuk reklamı yapmıştık. Reklamda oyuna veya oyunu oynamaya teşvik edici ibare bulunmamaktadır" ifadelerini kullandı.
"KAYBETME İHTİMALİNİ DÜŞÜNMEDİM"
Bunun üzerine söz alan müşteki Enes Yıldırım, Çiftlik Bank'ı arkadaşlarının tavsiyesiyle öğrendiğini anlatarak, "Toplamda 40 bin lira civarında para yatırdım. Çektiğim parayı tekrar yatırdığım için zararım 40 bin liradır. Şikayetçiyim" dedi. Bunun üzerine Mehmet Aydın'ın avukatı, müştekiye oyunda kaybetme ihtimalinin olduğunu bilip bilmediğini sordu. Müşteki ise, "Mehmet Aydın anaparaya zarar gelmeyeceğini söylediği için kaybetme ihtimalini düşünmemiştim" dedi.
"BEN SÖZÜMÜN ARKASINDAYIM"
Mehmet aydın söz alarak, "Ben sözleşmede müştekilerin anaparasını garantiye almıştım. Ancak müştekilere garanti kar vaadinde bulunmadım. Ben hala sözümün arkasındayım. Anapara, mal varlığı olarak devletin elinde. Mal varlığı değerlerim satıldığında müştekilerin parasını iade edeceğim. Mal varlığım buna yetecek miktardadır" diye konuştu.
"MÜVEKKİLİMİN ELİ KOLU BAĞLI"
Mehmet Aydın'ın avukatı Mehmet Keske ise, müvekkilinin olayın başından itibaren dolandırmak amacıyla hareket etmediğini belirterek, "Mal varlıkları müştekilerin zararını karşılayacak oranda, ancak eli kolu bağlı. Hiçbir mal varlığını satamıyor. Gayrimenkuller üzerindeki tedbirler kaldırılırsa biz müştekilerle gruplar halinde görüşmeler yapıp zararlarını karşılamayı düşünüyoruz. Bu işlemleri yapabilmek için müvekkilimin tahliyesini talep ediyoruz" diyerek mal varlıkları üzerindeki tedbirlerin kaldırılmasını istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Fatih Aydın'ın tutuklanmasına karar vererek, Mehmet Aydın'ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
NE OLMUŞTU?
Çiftlik Bank'ın kurucusu "tosuncuk" lakaplı Mehmet Aydın Brezilya'da teslim olduktan sonra 7 Temmuz 2021 tarihinde tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Mehmet Aydın'ın ağabeyi ve Çiftlik Bank davasının iki numaralı sanığı tutuklu bulunduğu Uruguay'dan teslim edilen Fatih Aydın ise 5 Kasım'da tutuklanmıştı. Mehmet Aydın ve Fatih Aydın'ın 4 bin 449 kişiyi mağdur ettiği gerekçesiyle "suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme", "bilişim sistemlerini araç olarak kullanmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık" ve "ticari şirketlerin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık" gibi suçlardan toplamda 83 bin 446 yıla kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.
(Gamze Erdemir /İHA)
Kaynak: İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.