Trump'ın tarifesi Türkiye için kapı araladı

ABD Başkanı Donald Trump'ın yeni gümrük tarifeleriyle Çin ve AB gibi büyük ihracatçılara yüksek vergiler getirirken, Türkiye'yi yüzde 10'luk en düşük dilime dahil etmesi, Türk kimya sektörü için önemli bir rekabet avantajı doğurabilir.

ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan’da imzaladığı ve 185 ülkeye yönelik gümrük tarifelerini içeren kararnamesi, küresel ticaret dengesinde önemli değişikliklerin habercisi oldu. Yeni düzenlemeye göre, Avrupa Birliği yüzde 20, Çin yüzde 34, Vietnam yüzde 46 gibi yüksek oranlı tarifelere tabi tutulurken, Türkiye yüzde 10’luk en düşük gümrük vergisi diliminde yer aldı.

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Adil Pelister, söz konusu tarife değişikliğinin Türkiye için stratejik bir fırsat sunduğunu vurguladı. Pelister’e göre, Türk kimya sektörü bu gelişmeyle birlikte ABD pazarında daha avantajlı bir konuma gelebilir. Özellikle Çin gibi güçlü rakiplere uygulanan yüksek tarifeler, Amerikan ithalatçılarının Türkiye’ye yönelmesini sağlayabilir.

ABD pazarı, halihazırda Türkiye'nin kimya ihracatında yükselen bir ivme sergiliyor. 2024 yılında 30,8 milyar dolarlık toplam kimya ihracatı gerçekleştiren sektör, 2025 hedefini 35 milyar dolar olarak belirlemiş durumda.

Öte yandan, Trump’ın uygulamaları AB ülkelerinin ABD’ye kimyasal ürün ihracatını zorlaştırabilir. Bu da Avrupa iç pazarında arz fazlasına ve dolayısıyla fiyat düşüşüne neden olabilir. Böyle bir durumda, Türkiye hem AB ile hem de ABD ile ticaret dengelerini yeniden kurmak zorunda kalabilir.

Pelister, Çin’in misilleme olarak 10 Nisan itibarıyla ABD mallarına yüzde 34 ek vergi uygulamaya hazırlandığını da hatırlatarak, küresel ticarette yaşanabilecek olası enflasyon riskine dikkat çekti. Bu tür karşılıklı yaptırımların, küresel büyüme üzerinde baskı oluşturabileceğini ifade etti.

Türk kimya sektörünün ABD pazarında daha rekabetçi hale gelebilmesi için yüksek teknolojili ve katma değerli ürün üretiminin ön plana çıkması gerektiğini belirten Pelister, “Amerikan firmalarının alternatif tedarikçiler aradığı bir dönemde Türkiye, doğru stratejiyle öne çıkabilir. Ancak fiyat değil kalite ve teknolojiyle öne çıkmak kritik” dedi.

Pelister, ayrıca parite etkilerine de değinerek, orta ve uzun vadede doların zayıflaması ve avronun güçlenmesinin Türkiye’nin AB ile ticaretine olumlu yansıyabileceğini söyledi. Bu süreçte Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi gibi adımların da Türkiye’nin ihracatına ivme kazandırabileceğine dikkat çekti.

Sonuç olarak, ABD’nin tarifelerinde Türkiye’ye uyguladığı görece düşük oran, kimya sektörü için ciddi bir fırsat penceresi açabilir. Ancak bu avantajı kalıcı başarıya çevirebilmek, sektördeki dönüşümle mümkün olacak gibi görünüyor.

Karaköse Haber - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
AA

Bakmadan Geçme