Türkiye'de her 10 kişiden 3'ü bu virüsle karşılaşıyor
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Ersen Hürmüzlü, Hepatit B virüsü hakkında önemli bilgiler paylaşarak hastalığın bulaşma yolları ve korunma yöntemlerine dikkat çekti. Dr. Hürmüzlü, Türkiye'de her 10 kişiden 3'ünün hayatının bir döneminde Hepatit B virüsüyle karşılaştığını belirtti.
Hepatit B’nin kan ve vücut sıvıları yoluyla bulaştığını söyleyen Dr. Hürmüzlü, şu bilgileri verdi:
“Kan veya kanla bulaşmış malzemeler deriye temas ettiğinde hastalık bulaşabilir. Ayrıca cinsel temas da önemli bir bulaşma yoludur. Ancak sütte ve tükürükte virüs bulunmadığı için öpüşme veya emzirme yoluyla bulaşmaz. Aynı evde yaşayanlar arasında deri çatlaklarından bulaşma yaşanabilir. Hastalığın sık görüldüğü bölgelerde anneden bebeğe doğum sırasında bulaşma yaygındır.”
Berber, kuaför ve diş hekimlerinin alet temizliğine dikkat edilmediğinde bulaşma riskinin arttığını vurgulayan Dr. Hürmüzlü, dövme, piercing, manikür gibi işlemlerin de virüsün yayılmasına ortam hazırladığını belirtti. Ayrıca toplu yaşam alanlarında hastalığın daha hızlı yayılabileceğini ifade etti.
Risk Altındaki Gruplar
Hepatit B açısından risk taşıyan grupları sıralayan Dr. Hürmüzlü, şu kişilerin mutlaka kontrol ve aşı yaptırması gerektiğini söyledi:
Ailesinde Hepatit B hastası bulunanlar,
Sık partner değiştirenler veya partneri Hepatit B pozitif olanlar,
Damar içi ilaç kullananlar,
Sağlık çalışanları,
Hapishanelerde ve bakım evlerinde kalanlar.
Korunma Yöntemleri ve Aşılamanın Önemi
Hepatit B’den korunmada genel sağlık önlemlerinin büyük önem taşıdığını belirten Dr. Hürmüzlü, şu önerilerde bulundu:
Diş fırçası, tıraş bıçağı ve tırnak makası gibi kişisel eşyalar paylaşılmamalıdır.
Şüpheli cinsel ilişkilerde kondom kullanılmalıdır.
Şırıngalar kesinlikle ortak kullanılmamalıdır.
Bulaşıcı yüzeyler çamaşır suyuyla temizlenmelidir.
Aşılamanın Hepatit B’den korunmada en etkili yöntem olduğunu vurgulayan Dr. Hürmüzlü, Türkiye’de yenidoğan bebeklerin doğar doğmaz aşılandığını hatırlattı. “Aşı virüsün dış kılıfındaki proteinden oluşur, hastalık belirtisi yapmaz ve adale içine uygulanır. İlk dozdan sonra birinci ve altıncı aylarda iki doz daha yapılması gerekir” dedi.
Aşılanan bir kişide antikor seviyesi zamanla azalsa da bir kez yapılan aşının ömür boyu koruma sağladığını belirten Dr. Hürmüzlü, bağışıklık sistemini baskılayan hastalıklarda yeniden aşı gerekebileceğini söyledi.