Urartu Döneminin Stratejik Mirası: Ardıç Kalesi

Doğubayazıt ilçesine bağlı Suluçem beldesi yakınlarındaki yüksek bir tepe üzerine inşa edilen Ardıç Kalesi’nin, Urartu döneminin savunma ve gözetleme stratejilerini yansıtıyor.

Karakösehaber internet sitemize açıklamalarda bulunan Tarihçi Özgür Aslan, Ardıç Kalesi’nin M.Ö. VII. yüzyıla tarihlendirildiğini belirterek, “Urartu dönemine ait önemli yerleşim alanlarından biri olarak kabul edilmektedir. Kalede ve çevresindeki kayalıklarda çeşitli kaya işaretleri bulunmaktadır, bu işaretler Urartu kültürüne dair değerli bilgiler sunmaktadır. Bu tarihi alan, 1. derecede arkeolojik sit alanı olarak tescil edilmiştir ve bölgenin tarihine ışık tutacak nitelikte bulgular içermektedir” dedi.

Ardıç Kalesi’nin her türlü tehlikeye açık durumda olduğunu da vurgulayan Aslan, “Kaçak kazılar, doğal aşınma ve insan kaynaklı tahribatlar, bu tarihi yapının ve çevresindeki buluntuların zarar görmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, kalenin acilen koruma altına alınması ve kapsamlı arkeolojik kazılara başlanması gerekmektedir. Böylece, hem bilimsel araştırmalar derinleştirilebilir hem de kültürel miras korunarak gelecek nesillere aktarılabilir” diye konuştu.

Ardıç Kalesi’nin korunması için yapılacak çalışmaların bölgenin tarihî ve kültürel değerlerini sürdürülebilir kılmak açısından büyük önem taşıdığını da belirten Aslan, “İlk aşamada, kalede ve çevresinde kapsamlı arkeolojik kazılar yapılarak, mevcut buluntuların detaylı bir envanteri çıkarılmalıdır. Ardından, kalenin ve çevresindeki yapıların restorasyonu gerçekleştirilerek, yapının özgün mimarisi korunmalıdır. Yüksek bir tepe üzerine inşa edilmiş olan kale, Urartu dönemi savunma mimarisinin önemli örneklerinden biridir. Ancak, bu değerli yapı, çeşitli tehditler altında olup, acil koruma ve restorasyon çalışmalarına ihtiyaç duymaktadır. Arkeolojik kazılar ve koruma çalışmaları ile Ardıç Kalesi’nin tarihî değeri korunarak, bölgenin kültürel mirasının yaşatılması sağlanmalıdır. Bu çalışmalar, hem bilim dünyasına katkı sağlayacak hem de yerel ve ulusal kültürel mirasın sürdürülebilirliğini temin edecektir” şeklinde konuştu.