Prof. Dr. Faruk Kaya

2024'e ait nüfus verilerinin Ağrı ili için düşündürdükleri

Prof. Dr. Faruk Kaya

Nüfus Eriyor, Umutlar Azalıyor.

Eğitimden sağlığa, istihdamdan sosyal güvenliğe, milli gelirden belediyelere ayrılan bütçeye kadar pek çok alanı doğrudan etkileyen Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılı nüfus verileri, Türkiye genelinde ve özellikle Ağrı’da endişe verici bir demografik değişime işaret ediyor. Nüfus artış hızının düşmesi, kentleşme süreçlerinin ekonomik ve sosyal dönüşümlerle desteklenememesi ve göç dalgasının hız kesmeden devam etmesi, Ağrı’nın geleceğini ciddi şekilde tehdit etmektedir.

Ağrı ili, toplam nüfusu 499.801 kişi ile Türkiye'deki 81 il arasında 43. sıradaki yerini korumaya devam etmektedir. Ancak Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin ilk uygulandığı 2008 yılı sayımında binde 2,5 olarak kaydedilen Ağrı ili nüfus artış hızı, 2024 yılında binde -22,63’e kadar gerilemiştir.  İl nüfusu, 2011 yılında ulaştığı 555.479 kişi ile en yüksek seviyeyi görmüş, ancak bu tarihten itibaren sürekli bir azalma göstermiş ve maalesef 2024 yılında ilk kez 500 binin altına düşerek 499.801 kişiye gerilemiştir. Bu durum, kentleşmenin yeterli istihdam imkânları ve yaşam kalitesindeki iyileşmelerle desteklenmediğini açıkça gözler önüne sermektedir.

Ağrı’nın en büyük yerleşim yeri olan Ağrı Kenti, 2023 yılında nüfus artışı gösterirken, 2024 yılında 1.526 kişilik bir azalmayla 125.298 kişiden 123.772 kişiye gerilemiştir. Kentleşme sürecinde ekonomik faaliyetlerin yetersiz kalması, kırsaldan gelen nüfusun geçimlerini tarım ve hayvancılık ile sürdürmesi, kentlerin tam anlamıyla birer ekonomik merkez olmasını engellemiştir. Ayrıca, doğum oranlarının düşmesiyle birlikte çalışma çağındaki nüfusun payı artarken, çocuk nüfusun oranı ciddi şekilde azalmaktadır. 2000 yılında % 46’lar dolayında olan çocuk nüfus oranı, günümüzde yaklaşık %30’lara kadar düşmüştür.

Ağrı ili kaba doğum hızının en yüksek olduğu ilk sekiz il arasında yer almasına rağmen, kırsal nüfusta düşüş trendi hızla devam etmektedir. Zira 2023 sayım döneminde 201.517 kişi olan nüfus sayısı, 2024 sayımında 10.418 kişi azalarak 191.099 kişiye gerilemiştir. Kırsal alanların nüfus kaybederek boşalması, Ağrı gibi tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomiye sahip yerleşimler için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Üretici nüfusun azalması tarım ve hayvancılığı zayıflatırken, köylerin terk edilmesi ekonomik ve sosyal yapıyı çökertiyor. Bu durum, kentlere plansız göçü tetikleyerek işsizlik, altyapı sorunları ve çarpık kentleşmeye yol açıyor. Kamu hizmetlerinin sürdürülemez hale gelmesi kırsalda yaşamı daha da zorlaştırırken, tarımsal üretimin gerilemesi gıda arzında krizlere neden olabilir. Bu süreci tersine çevirmek için kırsal kalkınmayı destekleyen projeler ve modern üretim yöntemleri teşvik edilmelidir.

Türkiye genelindeki trende paralel olarak, Ağrı’da kentleşme süreci 1950’lerden itibaren hızlanmış, özellikle 1990 sonrası dönemde yoğun bir göç olgusuna sahne olmuştur. İklim ve topografya koşullarının ekonomik faaliyetleri sınırlaması ile sosyal ve kültürel geri kalmışlık, hızla artan nüfusun göç etmesinde etkili olmuştur. Göçler, ağırlıklı olarak kırsal kesimden kaynaklanmış, sınırlı tarımsal üretim alanlarından Türkiye’nin büyük kentlerine, il içindeki kentsel yerleşimlere ve yurtdışına yönelmiştir.

Ağrı, Türkiye'de en fazla göç veren illerden biri olup, Ağrı nüfusuna kayıtlı her üç kişiden ikisi Ağrı dışında yaşamaktadır. Yani Ağrı ili iç göçlerle aldığı nüfusun yaklaşık 10 katı kadar bir nüfusu diğer illere göç yoluyla vermiştir. Bu dengesizlik, özellikle ekonomik fırsatların yetersizliği ve yaşam standartlarındaki eşitsizliklerden kaynaklanmaktadır Ağrı nüfusuna kayıtlı olup diğer illerde yaşayanların bir kısmını, o illerde doğan nüfus oluşturuyor olsa bile, yine de Ağrı’dan dışarıya yönelik çok büyük bir göç söz konusudur.

Türkiye genelinde olduğu gibi, Ağrı’dan yurtdışına gerçekleşen göçler de büyük ölçüde işgücü temelli hareketlerdir. 1960’lardan itibaren başlayan bu göçler, son yıllarda Avrupa ülkelerinin yanı sıra ABD ve Kanada'ya yönelmesiyle de dikkati çekmektedir. Özellikle Meksika üzerinden bu ülkelere iş bulma amacıyla göç eden Ağrılıların sayısının 2021-2024 yılları arasında binlerce kişiye ulaştığı belirtilmektedir. Saha gözlemleri ve gayri resmi veriler bu sayının yaklaşık 10.000 kişi civarında olduğunu göstermektedir. Ancak, göçlerin büyük ölçüde kaçak yollarla gerçekleşmesi nedeniyle resmi rakamlar net bir bilgi sunamadığı için bu sayı daha az yada fazla da olabilir. Bu göç dalgasını, 1960’lardan itibaren Avrupa’ya yönelen işgücü göçünden ayıran en önemli fark, katılımcıların çoğunlukla çeşitli mesleklere sahip üniversite mezunları olmasıdır. Vasıflı işgücünün kaybı, Ağrı’nın gelişimi açısından ciddi bir risk oluştururken, göç edenlerin gittikleri ülkelerde adaptasyon ve iş bulma konusunda da zorluklarla karşılaştığı gözlenmektedir.

Netice itibarıyla göç ile birlikte Ağrı ilinde nüfus azalmasının temel nedenlerinden biri de kuşkusuz ki doğurganlık oranında süregelen düşüş, evlenme sayılarındaki azalma ve boşanmalardaki artıştır. Bu demografik değişim, bölgenin ekonomik ve sosyal yapısını doğrudan etkilemektedir. 2025 yılının Türkiye genelinde "Aile Yılı" olarak ilan edilmesi, aile kurumunu güçlendirmek ve nüfus dinamiklerini sürdürülebilir kılmak adına önemli bir fırsattır. Bu kapsamda, Ağrı'da gençlerin evliliğe teşvik edilmesi, aile kurmanın önündeki ekonomik ve sosyal engellerin azaltılması gerekmektedir. Üniversiteler, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları iş birliği içinde hareket ederek, aile değerlerini güçlendiren projeler geliştirmeli ve toplumun bilinçlendirilmesine katkı sağlamalıdır.

Göçlerden kaynaklı nüfus kaybını önleyebilmek için; Ağrı'nın ekonomik ve demografik sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak sürdürülebilir kalkınma odaklı bütüncül bir dönüşüme ihtiyaç vardır. Modern tarım ve hayvancılık tekniklerinin benimsenmesi, turizm potansiyelinin değerlendirilmesi, ekonomik çeşitliliği artıracak sanayi projelerinin hayata geçirilmesi ve sosyal altyapı eksikliklerinin giderilmesi, göçü tersine çevirmek için kritik adımlardır. Bu stratejiler, yerel potansiyelin açığa çıkarılmasını sağlayacak ve genç nüfusun bölgede tutulmasını mümkün kılacaktır.

 

Yazarın Diğer Yazıları