Prof. Dr. Faruk Kaya

Ağrı'nın Sulak Alanları

Prof. Dr. Faruk Kaya

Doğal Çevrenin Korunması ve Turizm Potansiyeli

Sulak alanlar, doğal çevrede bulunan en değerli ekosistemlerden biridir. Hem flora hem de fauna açısından büyük bir zenginlik barındıran bu alanlar, doğal güzellikleri ve sundukları rekreasyon imkanları ile yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. Ancak, bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilebilmesi ve turizme kazandırılması için belirli adımlar atılması gerekmektedir. Ağrı İli, sahip olduğu sulak alanlar ile bu anlamda büyük bir turizm potansiyeli taşımasına rağmen, bu değerli alanların yeterince korunmadığı ve tanıtılmadığı gözlemlenmektedir.

Ağrı'da yer alan Doğubayazıt Sazlığı, Balık Gölü ve Patnos Sarısu gibi sulak alanlar, Türkiye’nin uluslararası öneme sahip doğal varlıkları arasında yer almaktadır. Özellikle Doğubayazıt Sazlığı, Saz Gölü ve Gölyüzü Gölü'nün etrafında şekillenen geniş taşkın ovası ve bataklıkları ile önemli bir ekosistem oluşturmaktadır. Bu alan, nadir kuş türlerinin yaşam alanı olarak Türkiye’nin önemli kuş alanlarından biri olarak kabul edilir. Ancak ne yazık ki, bilinçsiz insan müdahaleleri ve su kaynaklarının giderek azalması bu değerli sulak alanların işlevselliğini büyük ölçüde yitirmesine yol açmıştır. Doğubayazıt Ovası’nın en önemli su kaynağı, Sarısu’nun yatağının derinleştirilmesi ile bölgede açılan drenaj kanalları, Doğubayazıt sazlıklarının giderek kurumasına ve bu alanların ekolojik fonksiyonlarını kaybetmesine yol açmıştır.

Deniz seviyesinden 1520-1680 m yükseklikleri arasında bulunan ve özellikle kuş gözlemciliği ile botanik turizmi açısından büyük bir potansiyele sahip olan Doğubayazıt Sazlığı, yaklaşık 8.750 ha’lık bir alanı kapsar. Sazlık alanında tespit edilen çayır delicesi, erguvani balıkçıl ve turna gibi kuş türleri dolayısıyla Türkiye’nin önemli kuş alanlarından biri statüsü kazanmıştır. Yapılan araştırmalarda Doğubayazıt sazlıklarının yaklaşık 141 kuş türünün uğrak alanı olduğu tespit edilmiştir. Ancak, sulak alanların büyük bölümü insan kaynaklı müdahaleler nedeniyle ciddi tehdit altında. Özellikle son 40 yılda habitat formlarında meydana gelen yapısal değişiklikler, sazlıkların ekosistemindeki kuş türü kompozisyonunda da değişikliğe neden olmuş ve özellikle bazı kıyı kuşları ve ördeklerin gittikçe küçülen göl aynasına bağlı olarak söz konusu sazlıklara uğramadıkları gözlemlenmiştir.

Doğubayazıt Sazlığını oluşturan bu göl alanları şimdilerde nispeten fonksiyonunu yitirmiş durumdadır. Bugün kısmen sulak olan bu alanlar da daha çok hayvan otlatma ile kışlık ot kesimi yapılır ve kimi alanlarda da sazlar biçilir. Türkiye’nin önemli 100 kuş alanı arasında sayılan Doğubayazıt Sazlığının son 40 yılda alansal olarak giderek küçülmesi ve işlevini kısmen yitirmesi, dahası bu sorunun giderilmesi için hiçbir girişimde bulunulmaması ve etkili çözümlerin üretilmemesi oldukça düşündürücüdür.

Ağrı'nın sahip olduğu sulak alanlar, doğal güzellikleri ve biyolojik çeşitliliği ile büyük bir turizm potansiyeline sahiptir. Ancak, bu potansiyelin açığa çıkarılması ve sürdürülebilir turizme kazandırılması için acil koruma ve restorasyon çalışmalarına ihtiyaç vardır. Sulak alanların korunması, yalnızca biyolojik çeşitliliği korumakla kalmayacak, aynı zamanda doğa turizmi açısından da bölgeye önemli bir katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda;

  • Sığ sulak alanlarda yaban hayatı değerlerinin ve ekolojik ilişkilerin korunması için doğal su rejimine müdahale edilmemesi,
  • Kuşların üreme dönemi olan nisan-mayıs aylarında bölgede yapılan otlatma ve saz kesimleri kuşların üreme performansını olumsuz yönde etkilediğinden, bu tür faaliyetlerin yaban hayvanlarının üreme ve göç dönemi sonrasındaki zamanlarda yapılması,
  • Doğubayazıt Sazlıklarının gelecekteki ekolojik ve turistik değerlerini korumak için bu alanların tabiat koruma alanı olarak tescil edilmesi,
  • Sulak alanların eski doğal yapısına kavuşturulması için su kaynaklarının düzenlenmesi ve bilinçsiz insan müdahalelerinin mutlaka önlenmesi,
  • Sulak alanların turistik değerini artırmak için yerel yönetimler ve turizm kuruluşları tarafından tanıtım çalışmaları yapılması ve bu alanların ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtılması,
  • Bu alanların daha fazla turist çekmesine katkı sağlamak için kuş gözlemciliği ve doğa turizmi gibi etkinlikler için gerekli altyapı ve tesislerin geliştirilmesi,
  • Ayrıca, yöre insanının bu süreçte bilgilendirilmesi ve turizm sektörüne entegre edilmesi, sürdürülebilir bir turizm modeli oluşturulmasına yardımcı olacaktır.

Ağrı'nın bu gizli hazinesi, doğru adımlar atıldığı takdirde, hem yerli hem de yabancı turistler için cazip bir destinasyon haline gelebilir.

Doğal zenginliklerimizi koruyarak geleceğe taşımak hepimizin sorumluluğudur.

Yazarın Diğer Yazıları