Prof. Dr. Faruk Kaya

Aladağ ve Sinek Yaylaları Hayvancılık Faaliyetleri ve Turizmle Yeniden Doğuş

Prof. Dr. Faruk Kaya

Ağrı’nın zengin doğası, tarih boyunca hayvancılıkla uğraşan toplumlar için vazgeçilmez bir mekân olmuştur. Aladağ ve Sinek gibi yaylalar, verimli otlakları ve bol su kaynaklarıyla hayvancılığın merkezi olmuş, aynı zamanda geçmiş uygarlıkların izlerini taşıyan önemli kültürel varlıklara ev sahipliği yapmıştır. Ancak değişen sosyal ve ekonomik koşullar, yakın geçmişte yaşanan terör olayları vb. faktörler, yaylacılık faaliyetlerinin önemini azaltmıştır. Yaylacılık, artık eski canlılığını yitirmiş görünse de, bu yaylalar turizm potansiyeliyle yeniden keşfedilmeyi bekliyor.

Aladağ yaylaları, coğrafi yapısı ve iklimi sayesinde hayvancılıkla uğraşan yöre halkı için bir yaşam kaynağı olmuştur. Yüksek plato stepleri ve Alpin vejetasyon katındaki zengin bitki örtüsü, yüzyıllardır hayvancılıkla uğraşan topluluklara hizmet etmiştir. Yüksek plato stepleri ve zengin bitki örtüsü, büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için ideal şartlar sağlar. Yüzyıllardır süregelen bu gelenek, sadece yerel ekonomiye katkı sağlamakla kalmamış, aynı zamanda bölgenin kültürel kimliğinin de bir parçası haline gelmiştir.

Su kaynakları ve otu bol olan bu yaylalar, Tunç Çağı ve Erken Demir Çağı kültürlerinin gelişmesinde önemli olduğundan bölgede çok sayıda Tunç Çağı ve özellikle Erken Demir Çağı’na ait kale ve nekropole rastlamak mümkündür. Aladağ yaylasının doğu uzantısı üzerinde yer alan ve Urartular zamanında inşa edildiği anlaşılan Kurt Gölet’inin, tarım alanları ile birlikte yöredeki binlerce küçük ve büyük baş hayvanın su ihtiyacını karşılamak için de yapıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Aladağ da yaylacılık faaliyetlerinin çok eski dönemlerden beri süregeldiği söylenebilir.

Nitekim Bayazıt’a hâkim olan İlhanlı hükümdarları çevreyi Tebriz’e bağlayarak kış aylarını Tebriz’de geçirmişler, yaz aylarında ise Van Gölü’nün kuzeyindeki suları, otlakları ve çok güzel av sahaları bulunan Aladağ’ı kendilerine yazlık payitaht yapmışlardır. Tebriz’i (1256-1358 de) başkent olarak kullanan İlhanlılar bir Oyrat oymağını, Ağrı Ovası’na yerleştirmiş ve Aladağ’ı yazlık İlhanlı yaylağı olarak kullanmışlardır. Oğuz boylarından olan Karakoyunlular konar-göçer Türkmen aşireti olarak ataları İlhanlılar ve Çağataylar gibi Ağrı Dağı’nı ve Aladağ’ı yazın yaylak, sefer zamanlarında da bir üs olarak kullanmışlardır. Aladağ’da yaylacılığın ortaya çıkışı ve gelişmesinde doğal faktörlerin yanı sıra beşerî dolaysıyla tarihî faktörlerin de etkili olduğu anlaşılmaktadır.

Ağrı’nın yaylaları, serin ve temiz havası, yeşil alanları ve doğal güzellikleri ile büyük bir turizm potansiyeline sahiptir. Özellikle yaz aylarında, kent yaşamının stresinden uzaklaşmak isteyen insanlar için bu yaylalar cazip birer tatil mekânı haline gelebilir. Ülkemizin güney bölgelerinde yaygın olarak görülen yayla turizmi, Ağrı’da da gelişmeye başlayabilir. Aladağ ve Sinek yaylaları, serin ve temiz havası, yemyeşil otlakları ve tarihi kalıntılarıyla turistlerin ilgisini çekebilecek bir potansiyeldedir. Özellikle yaz aylarında, sıcaktan bunalan kent sakinleri için bu yaylalar, doğayla iç içe bir tatil yapma imkânı sunmaktadır. Yayla turizmi, hayvancılıkla birlikte değerlendirildiğinde, bölgenin ekonomik yapısını çeşitlendirme ve yerel halka yeni gelir kapıları açma potansiyeline sahiptir.

Ağrı’nın yaylaları, yüzyıllardır hayvancılık faaliyetlerinin merkezi olmuştur ve bu gelenek bugün hala önemini korumaktadır. Ancak, bu zenginliklerin sadece hayvancılıkla sınırlı kalmaması gerektiği açıktır. Yayla turizmi, bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayabilir ve yaylacılık kültürünün yaşatılmasına yardımcı olabilir. Aladağ ve Sinek yaylaları, bu açıdan büyük bir potansiyele sahip olup, güvenlik, ulaşım ve konaklama gibi temel ihtiyaçların karşılanması, bu yaylaların turistik çekim merkezi haline gelmesinde son derece etkili olacaktır.

Aladağ ve Sinek yaylalarının turizme kazandırılması ve hayvancılık faaliyetlerinin artarak devam etmesi için öncelikli olarak;

Güvenlik endişesinin giderilmesi,

Ulaşım ve konaklama imkânlarının artırılması,

Yayla turizmi geliştirilirken, bölgenin doğal yapısı ve ekosisteminin korunması, sürdürülebilir turizm anlayışının benimsenmesi,

Bölgenin turizm potansiyelinin tanıtılması için yerel ve ulusal düzeyde kampanyaların düzenlenmesi

Yayla turizminin geliştirilmesi sürecinde, yerel halkın aktif katılımının sağlanması ve ekonomik faydaların yöre halkına da yansıtılması

Yaylalarda hayvancılık faaliyetlerinin devamlılığı için devlet desteklerinin artırılması ve yerel üreticilere teşviklerin sağlanması,

Yayla turizmi ve hayvancılığın birlikte yürütülebileceği entegre projelerin geliştirilmesi,,

Bölge için son derece önemli olan yaylacılık kültürü ve geleneklerinin, turizmin bir parçası haline getirilmesi ve bu kültürün yeni nesillere aktarılması sağlanmalıdır.

Neticeyi kelam, Aladağ ve Sinek yaylaları, sadece hayvancılık faaliyetleri için değil, aynı zamanda turizm ve rekreasyonel faaliyetler açısından da büyük bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin değerlendirilmesi, bölgenin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayacak ve yöre halkının yaşam standartlarını yükseltecektir.

Yazarın Diğer Yazıları