Eleşkirt'in Kaybolan Fırsatları ve Geleceğe Dair Umutları
Prof. Dr. Faruk Kaya
Eleşkirt, ülkemizin doğusunda, Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat-Van Bölümü sınırlarında yer alan, yaklaşık 1307 km² yüzölçümüne sahip bir ilçedir. Yaklaşık 1800 metre rakımda kurulu olan yerleşme, hem stratejik hem de tarihsel açıdan önemli bir konumda bulunuyor. Ancak günümüzde, tarihi mirası ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken Eleşkirt, maalesef hâlâ sosyoekonomik gelişmişlik açısından büyük sıkıntılar yaşamaktadır.
Eleşkirt, çok eski bir yerleşim alanı olup, Geç Kalkolitik Çağa kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. İlçedeki Toprakkale ve Pirabat köylerinde yapılan kazılar, bölgenin Urartu hâkimiyetine girdiğini gösteren buluntulara ev sahipliği yapmaktadır.
Eleşkirt ilçe merkezinin ilk yerleşim yeri, günümüzdeki ilçe merkezinin 13 km. kuzeydoğusunda bulunan Toprakkale köyüdür. Bu köyde yer alan ve Urartular dönemine ait olduğu düşünülen kale çevresinde, ilk yerleşim alanı kurulmuştur. 1687 yılında kaza merkezi olma statüsü kazanan bu yerleşme, güvenlik açısından stratejik bir noktada yer alıyordu. Ancak Cumhuriyet dönemiyle birlikte güvenlik endişelerinin azalması ve bölgenin gelişmeye uygunluğunun artmasıyla, 1925 yılında ilçe merkezi, coğrafi açıdan daha uygun olan ova tabanına taşınarak Toprakkale’den, tarihte Alaşkert, Valaşgert, Bagravand ve Zedikan olarak da isimlendirilen bugünkü yerleşim alanına yerleşti ve adı Eleşkirt olarak değiştirildi. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Beyazıt’a bağlı olan Eleşkirt, 1927 yılında Ağrı iline bağlı ilçe statüsüne kavuştu.
Eleşkirt’in nüfusu, 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında 384 kişi iken, 2023 yılına gelindiğinde bu sayı 10.111'e ulaşmıştır. Aynı şekilde 1935’te 17.362 olan ilçe nüfusu, 2023’de 30.103 kişiye çıkmıştır. Bu hızlı nüfus artışı, ekonomik ve sosyal sorunların artmasına yol açmış, özellikle işsizlik ve yetersiz istihdam imkânları nedeniyle göç olgusu büyük bir sorun haline gelmiştir. İlçedeki en büyük göç sebebi, istihdam imkânlarının yetersizliği ve işsizliktir.
Eleşkirt, yurt dışına işçi göçünün en fazla yaşandığı yerlerden biridir. Özellikle kırsaldan ülke içi ve ülke dışına yönelen göçler köylerin boşalarak ıssızlaşıp tenhalaşmasına ve dolayısıyla tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin de büyük ölçüde akamete uğramasına yol açmıştır. Başlangıçta, yurt dışından elde edilen gelirlerin ilçeye yatırımlar şeklinde geri dönmesi, bu durumu Eleşkirt için olumlu bir gelişme gibi göstermiştir. Ancak son yıllarda, yurt dışında yaşayan Eleşkirt’iler yatırımlarını daha çok batıdaki büyük şehirlere yönlendirmeyi tercih etmiş ve bu nedenle ilçenin kalkınmasına beklenen katkıyı sağlayamamışlardır.
Eleşkirt’in ekonomisi büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Ancak ilçedeki doğal şartlar, özellikle topoğrafik yapı ve iklim koşulları, tarımsal üretimin çeşitliliğini sınırlamaktadır. Tarımda büyük ölçüde hayvancılık öne çıkmaktadır, ancak bu sektördeki üretim de uygulanan geleneksel yöntemler nedeniyle ekonomik olarak tatmin edici düzeyde değildir. Şayet Eleşkirt’te tarım ve hayvancılıkla ilgili yatırımlar artırılabilir, yerel kaynaklar daha verimli kullanılabilir ve tarıma dayalı sanayi tesisleri kurulup işletilebilirse, ilçedeki istihdam oranları artabilir ve yerinden göç kısmen önlenebilir.
Eleşkirt’te bugüne kadar kurulan en önemli modern sanayi tesisi, 1998 Aralık ayında hizmete giren ELDESAN deri fabrikası olup 3000 m² lik bir alan üzerinde inşa edilmiştir. Fabrika yaklaşık 2 yıl üretim yaptıktan sonra, Temmuz 2000 tarihinden itibaren pazar bulamama sorunu ve deri sanayindeki kriz nedeniyle üretime ara vermiş, sonrasında, işin ehli olmayan kişilere devredilerek gerçekleştirilen yanlış özelleştirme ile fabrika süresiz olarak kapatılmış ve atıl bir şekilde çürümeye terkedilmiştir. Böylece Eleşkirt sahip olduğu tek modern sanayi kuruluşunu değerlendirme fırsatını adeta elinin tersiyle itmiştir.
Eleşkirt için çok önemli olan bir diğer tesis ise Ağrı Valiliği İl Özel İdaresi’nce 1998 yılında yaptırılmaya başlanan, konaklama tesisleri ve mekanik tesisler açısından son derece modern ve donanımlı bir şekilde inşa edilerek 2000 yılında hizmete açılan Eleşkirt Güneykaya Kayak Merkezidir. Kış turizmi açısından önemli özellikleri bünyesinde taşıyan Kayak Merkezi kuruluşunun ardından kısa bir süre Eleşkirt Kaymakamlığı tarafından işletildikten sonra önce işinin ehli olmayan müstecirlere kiraya verilmiş, sonrasında ise (2002 tarihinde) aynı şekilde yapılan ve kesinlikle doğru sonuçlar doğurmayan yanlış bir özelleştirmeyle 49 yıllığına özel sektöre devredilmiştir. Bu devir sonucu daha çok gelişmesi beklenen kayak merkezi, kısa bir süre çalıştırıldıktan sonra kapatılmış ve yıllardır kaderine terkedilmiş bir durumda, atıl olarak beklemektedir.
Maalesef Eleşkirt talihsiz bir şekilde modern deri fabrikasından sonra ikinci büyük yatırımı olan ve ilçenin gelişmesine büyük katkılar sunması beklenen modern ve donanımlı kayak merkezini de kaybederek adeta kaderine terk etmiştir.
Eleşkirt’teki göçü engellemenin en etkili yolu, ekonomik kalkınmayı teşvik etmekten geçiyor. İlçedeki mevcut kış turizmi potansiyelinin ve kayak tesislerinin bir an önce canlandırılması, hayvancılık sektörünün modern koşullara uygun şekilde gelir getiren bir biçimde yeniden yapılandırılması, tarım ve hayvancılıkla ilgili teşvik edici üretim tesislerinin kurulması ve yerel üretimin artırılması, ilçedeki istihdamı yükseltebilir. Bu adımlar, göçü durdurmak ve bölgedeki ekonomik canlılığı artırmak için önemli bir fırsat sunmaktadır.
Eleşkirt’in geleceği, sadece yerel yönetimlerin değil, merkezi hükümetin de bu ilçe için alacağı stratejik kararlarla şekillenecektir. Bilindiği üzere ülke içindeki gelişmişlik farkları pek çok sosyal ve ekonomik sorunlara neden olmakta ve bu nedenle ülke genelinde sosyoekonomik bütünleşmeyi sağlamak amacıyla, bölgeler arasındaki farklılıkları azaltmaya yönelik büyük uğraşlar verilmektedir. Beklenti ve temennimiz bu bağlamda yapılacak iyi niyetli çalışmaların artarak devam etmesi ve neticede kadim belde Eleşkirt’in en kısa sürede sorunlarını çözen ve potansiyel kaynaklarını harekete geçirerek bölgesinde gelişmişlik yönünde sürekli olarak ileriye doğru emin adımlarla ilerleyen sosyoekonomik ve sosyokültürel açıdan müreffeh bir yerleşme durumuna gelmesidir.