
EŞLERİMİZ VE ÇOCUKLARIMIZ BİZİM CENNET VİZEMİZDİR... (1)
Raif Medetoğlu
Değerli kardeşlerim;
Hz Adem'den başlayan ve peygamberimiz efendimizle son bulan peygamberler silsilesi içinde tüm peygamberler ümmetleri için evlilik müessesesini bir mükellefiyet olarak bildirilmişlerdir.
Zira evlilik insanın hususen Müslümanların izzetini, haysiyetini,inancını,ahlakını yücelten ve koruma altına alan çok değerli ve esaslı bir kurumdur.
İslam medeniyeti aile müessesesine kutsiyet atf eden, yeryüzünde aile saadetini önemseyen ve buradan din ve millet birliğine hizmet edecek ahlaklı ve edebli nesiller yetiştirmek kastı ile milli ve dini hassasiyeti olan bir toplum inşaa etmeyi amaçlayan, hususen milletin haysiyetini koruma altına alma gayesi ile evlilik kurumu vazgeçilmez bir değerdir...
Milletin bekasını ilgilendiren bu mukaddes kurumu hedef alan sözde özgürlükçü bir takım şeytana işçilik yapan kimseler bütün değerleri ters düz etmek gayesiyle (sefih) zevk ve eğlenceye mübtela sefil bir münasebeti normalleştirme çabasını hep birlikte her yerde görüyoruz...
Bu çirkinliklerin nikahın zarafet, nezahet ve meşrutiyetine çılgınca bir saldırı olduğunu görmemek için kör olmak gerektir.
Doğrusu toplumda sessizce yükselen bir çığlık var. Bu milletin neslini yok etmeye çalışan ve ahlak cihetiyle acımasızca cinayet işleyenler ne yazıktır ki, bu milletin evlatlarını fuhşiyatın murdarlığına terk ederek büyük bir gaflet ,ihanet,cehalet ve ahmaklık içinde olduklarını söylemek icab eder.
Bakınız kardeşlerim evlilik sadece bedeni bir ihtiyacı meşru dairede gideren bir kurum değildir.
İki ayrı şahsiyetin birleşerek evvela kendileri açısından yeni bir dünya inşaa ederek manevi yükselişlerini tamamlamak için hayatlarını birleştirmeliler.
Bu vesileyle toplumun ihtiyacı olan hayırlı ve ahlaklı nesiller yetiştirmeye vesile olurlar.
Bizim hidayet kaynağımız olan mukaddes kitabımız kur'an-ı kerimde geçen iki ayeti konuyla ilgili olduğu için idrakinize havale ediyorum.
"Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.” (Rum, 30/21)
“Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz.” (Bakara, 187)
Peygamberler gerdalığının incisi saadet ve hidayet kaynağımız olan ve her hususta bizim için örnek rehber olan efendimiz
Aşağıdaki hadis-i şerifte buyurduğu gibi ;
"Kim evlenirse imanın yarısını tamamlamış olur; kalan diğer yarısı hakkında ise Allah’tan korksun!” (Heysemî, IV, 252)
“Kadın dört sebepten biri için nikâhlanır: Malı, nesebi, güzelliği ve dindarlığı. Sen dindar olanı seç ki hayır ve bereket göresin!” (Buhârî, Nikâh, 15, Müslim, Radâ, 53)
Efendim, sözün özü evlilik, kişinin dinî hayatını en güzel şekilde yaşaması ve onu koruma altına alması son derece lüzumlu bir müessese olarak görülmüştür.
Bu sebeple evlenirken dindar, güzel ahlâk sahibi eşleri seçmek ve dindar bir âile kurmaya çalışmak bu zamanda müminlerin omuzuna yüklenen çok önemli bir mesuliyettir.
Hiç kuşkusuz Âilenin en güzel tarafı gönül meyveleri olan evlatlardır.
Kişinin hanımı ve çocuklarıyla huzurlu bir hayat sürdüğü âile yuvası, âdeta bir cennet köşesidir.
Huzur kaynağımız olan İslâm, insanı huzur ve saâdete ulaştıracak bir âile hayatının şartlarını en güzel şekilde ve inceden inceye tayin etmiş ve Resûlullah Efendimiz’in şahsında bizlere huzurlu bir âile yuvasının en mükemmel modelini sergilemiştir.
Evlilik ,kadın ve erkek arasındaki münasebeti sevgi,şefkat,muhabbet,hürmet ilgi ve desteğin en ince detaylarına kadar tezahür ettiği mukaddes bir kurumdur.
Evlilik, kendine ait sosyal ve psikolojik sınırları olan bir kurumdur. Bu sınırlar iyi öğrenildiğinde evlilik sağlıklı yürür. Bu sebeple fertlerin evlilik psikolojisinden haberdar olmaları, hayat boyu sürecek sağlıklı birliktelikler için önemlidir.”[1]
Evlilik, insanın benliğinin derinliklerinde var olan enerjinin, fıtratta mevcut olan karşı cinse meylin, meşrû çerçeveye oturtulmasıdır.
"EVLİLİKLE İKİ KİŞİ BİR DÜNYA OLUR"...
Çokça ifade edildiği üzere, insanı bir elmaya benzetecek olursak, elmanın tam ikiye bölünmüş eşit parçalarından biri kadın, diğerinin erkek olduğunu düşünelim.
Bu ikisinin bir araya gelmesiyle, tam ve mükemmel bir bütün oluşur.
Her insan, yalnız başına kalınca eksik ve yarımdır.
Evlilikle iki cins birbirini tamamlar.
İki vücut, iki kalp, iki ruh ve iki ayrı şahsiyet, evlilikle birleşir ve bir vücut hâline gelir.
Bu şekilde iki ayrı kişi “biz” şuuruyla bir olur. İki ayrı dünya, tek bir dünyaya dönüşür.
"EVLENMEKTEN KAÇINMAK DERBEDERLİKTİR"
İnsanların fıtratlarında bulunan cinsî hislerin meşrû yolu olan evlenmekten kaçınmak, doğrusu büyük bir gaflet ve derbederliktir.
Bundan insanın hem bünyesi, hem de rûhu çok ciddi zarar görmektedir.
Evlenmekten kaçınmak, toplumun huzurunu bozacak cinsî sapkınlıkları ve felâketleri doğuruyor.
İnsanları, hislerinin ve şehvetlerinin kölesi hâline getiriyor.
Milletler, varlıklarını ahlâklı ve sağlıklı bir sûrette devam ettirmek istiyorlarsa, gençlerini evlenmeye teşvik etmelidirler.
Bekârlık ve serbest hayat, âile müessesesinin temelini sarsmaktadır.
Evlilik sayesinde insanların ruhları huzura kavuşur, rûhî rahatsızlıklar ve dengesizlikler azalır.
Evlilik toplumsal huzura katkı sağlayan çok sağlam bir yapıdır.
Günlük zevklerin ötesinde, çok derin, geçmiş ve geleceği kucaklayan bir yuvadır.
Evlilik, kültürler arası farklılıklar gösterse de bütün toplumlarda oturmuş ve resmî olarak kabul edilmiş tek birliktelik şeklidir.
Bu birliktelikler, toplumları ayakta tutan en önemli ve manevi bir dayanak noktasıdır..
[1] Nevzat Tarhan, Evlilik Psikolojisi, İstanbul, 2009, sh:13.
Kaynak : Nurten selma çevikoğlu şebnem dergisi