RUHUM KAFESİME SIĞMIYOR
Raif Medetoğlu
Canlar !
Haftada bir defaya mahsus zihin dünyamda kopan bir sürü fikir fırtınalarından sadece bir meselesini sizinle dertleşmek babında bu sahife'de sizin idrak dünyanıza misafir olma şerefine nail oluyorum.
Aslında bana sorarsanız sizin gibi, kıymetli dostlar ile gönül birliği içinde muhabbet ve hürmete dayalı bir iletişim kurmak fevkalâde beni mesut ve bahtiyar ettiğini ifade edebilirim...
Hayatımızın her safhasında bize bilmediğimizi öğreten âlimi mutlak olan Allah'a hadsiz şükürler olsun.
Kalemle ilmi tahsil edip bu asırda manevi cihad ile rıza-i ilahiye'ye mazhar olmak ve kalplerin iman hakikatleri ile mutmain olmasına vesile olmanın haddizatında hepimizin omuzuna yüklenen ağır bir mesuliyet olduğunu bilmenizi isterim...
Kelam ve kalem ehlinin satır satır yazdıkları uzerine yemin içen ,Allah bizleri kendisine uzanan yolda, ilim tahsil ederek ve kâinat kitabını tefekkür eden zümreler ile birlikte okuyan,okutan, yaşayan ve yaşatanlardan eylesin...
Şu kısa ve geçici dünya hayatında bir şeyleri dert ve gaye edinen bir yerlerden başlayıp kendini inandığı değerler uğruna mesul his eden binlerce insan gibi bende hak ve hakikat uğruna hayatımı feda ve vakf etmek istiyorum.
Tarih sözünde sebat ile duran minik bir niyetle başlayıp dünya'yı şaha kaldıran nice kimselere şahitlik etmiştir...
* Ya öğreten ol ,ya öğrenen ol ,ya dinleyen, veya bunları sevip onlara hizmetçi ol !
Ama asla beşinci olma...!
Yoksa helak olursun.
(Teberani, Beyhakî) den rivayet olunan bu hadis-i şerifin ruhuna muvafık hareket etme çabası içine girmek için hiçte geç sayılmaz...
Kendisine kalben bağlandığımız bu dünya kesin olarak anladık ve biliyoruz ki ,geçici fani bir misafirhanedir.
İçinde yaşayan varlıklar kafile kafile gözümüz önünde göçüp gidiyorlar.
Bir gün herkes gibi bizimde kefenimizi giydirip tabuta bindirecekler.
Tabutumuzun diliyle dostlarımıza veda edeceğiz.
Kefenimize sımsıkı sarılmış bir şekilde teşyiciler bizi kabre koyup bizi amelimizle başbaşa bırakıp gidecekler.
Bu bakımdan dünyada iken İdeallerimiz ve inançlarımız uğruna Allah'ın bize uzattığı ipin bir ucundan tutup sımsıkı asılmazsak ahvalimiz dünya ve ahiret saadeti yönüyle harap ve turabtır...
Şimdiye dek ,zihnimi bulandıran karma karışık, hafızamda ki, bütün faydasız ve hallaç pamuğuna dönen bilgilere format atarak yeni bir sayfa açmak suretiyle yola revan olma arzum zirveye ulaşmış durumda...
Peki , nereden başlamalı biliyormusunuz ?
En baştan...
İlim sahiplerinin göze alabileceği fedakârlıklardan...
Öyle ya bir yolda yürümeye karar verdiyseniz O yolu tanımak ve tecrübeli olan kimselerden sorup bilmek lazım gelir...
Bu yolun meşakkatleri nelerdir?
Bu yoldan nasıl gidilir?
Gidenler nerelerden geçti?
Giderken nelerle hemhal oldu?
Nelerle yüzleşti bilmek icap eder.
İşte bu soruların cevabını almak için müracaat ettiğim yegâne kaynak Kur'an'ı hâkimin Kudsi dairesine girerek ve onun ayetlerini tebliğ eden peygamberler gerdanlığının incisi Hz Muhammed Mustafa (as)mın sünneti seniyesidir.
İlim yolunda büyük fedakarlık gösteren hem Osmanlı'nın son dönemine ve cumhuriyetin ilk dönemine şahitlik eden benim için çok özel bir yeri olan sahib-ü zaman Bediüzzaman'ın sözler eserinde birinci sözde ifade ettiği
" Bismillah her hayrın başıdır."
Sözü hayatımın her safhasında yeni bir iş ve karar aldığımda bana çok sağlam bir dayanak noktası olmuştur...
Fakat her Bismillah dediğimde tekrar dirilmek üzere hesap gününe adım adım yaklaşacak olan nefsim ,bütün arsızlığı ile hak ve hakikat yolundan saptırma girişimleri ile niyetimi sabote ettiğini görüyorum.
İlim tahsil ederken keyfinden, rahatından uykundan feragat edeceksin, amaaan gel şu eğlence meclislerinde gününe gün kat, anı yaşa diyerek ,Allah'a isyanı teşvik eden vesveseler ile saman çöpü gibi kasırgalara maruz kalmam için plan kuran şeytana işçilik yapan, hain ve ihanet içinde olan nefsim ,
ulvi hayallerimi tekrar kirletmeye çalıştığını görüyorum..
Evet,bu engellere rağmen tüm zamanların hâkimi olan Allah'ın rızasını kazanmak çok daha anlamlı geliyor bana...
Allah asrın üzerine yemin içerek zamanın ehemmiyetine vurgu yapıyor. Ancak ;
Fakat insanlık Allah adına sarf etmesi gereken zamanı israf ettiği için hüsrandadır, ziyandadır.
Allah'ın davetine iman ve itaatle icabet edenler,salih amel işleyenler, birbirlerine sabrı ve hakkı tavsiye edenler müstesnadır...
Asr süresinde geçen bu muazzez sözler bizim için her zaman ilham kaynağı olmalıdır.
Dostlar;
Yarım asrı devirdim.
Ruhum göğüs kafesime sığmıyor bildiklerimi toplasam bir iğne ucuna denk gelmiyor.
Zaman Hep hüsran hep zarar ile geçmiş bu zararı nasıl telafi edeceğiz ?
İlim yolunu adımlayan bir yolcu elbette tv dizileri önünde değil aklı esir alan telefonlara bakarak değil,
âlimlerin dizi dibinde oturmalıdır...
Evet, ben kâinat kitabına aşığım onu okurken bana imanın bir cevher olduğunu düşünce dünyamda âdeta kulağıma fısıldayan mübarek hisler meydana geliyor.
Bediüzzaman hazretleri ne güzel söylemiştir.
"iman insanı insan eder belkide sultan eder"
Ve imana dair her şeyin ne kadar kıymetli olduğu idrakinde olduğum için Rabbime müteşekkirim...
Efendim !
Artık eski dönemlerde ki gibi,ilim tahsil etmek için kilometrelerce yol yürümeye gerek yok.
Her şey elimizin altında yeterki bir kaç sayfa yazı ve satır okuyup araştıranlardan olalım.
Ama siz yinede cemaatin verdiği feyzden kendinizi mahrum bırakmayın...
Eğer bu zamanın imkânları mazide kalan insanların elinde olsaydı belkide o gayretli çalışmalar neticesinde eserlerini yazmak için denizler mürekkep olsaydı denizler tükenirdi..
Divitleriyle her biri devasa ciltlerden oluşan yüzlerce eser yazarlardı.
Dostlar;
İlim yolu öyle güzel bir yol ki ,bir şeyler öğrenme uğruna kendinizden fedakârlık yaparak bu yolda verdiğiniz emeğin tadını aldığınızda çok farklı bir feyz aldığınızı fark edersiniz...
Kime büyük düşünmek nasip olmuşsa hedefin büyüklüğü kadar acı çekmiştir..
Tarihe mal olmuş kıymetli şahsiyetler ilim tahsil ederken ilim ilim diye çırpınmış.
Onca cefayı insanların dünya ve ahiret saadetine vesile olmak için mükâfatını Allah'tan beklemek suretiyle samimiyetle kendilerini bir milletin uyanışı için feda etmişlerdir...
İşte biz imanımıza yönelmiş bütün tehditlerin ahiretimizi ziru zeber edecek kaygısını taşımalıyız..
Sizde bu endişeyi bütün ruhu canınızla his etmelisiniz...
Manen, içi boşaltılmış bir asrın parçası olarak utanç verici günahlar ile kızarmış bir yüz ve mahcubiyet içinde huzuru Rahmana çıkma gafletine düşmeyiniz.
Süslü sözlerin değil gerçek ilmin Kur'an'ın Kudsi dairesine girerek bizi Allah'a götüren fen ve dini ilimlerin peşinde koşunuz.
Aslımıza be aşkımıza rucu edelim...
Rabbim niyetimizi halis muhlis eylesin...
Haydi bakalım gönüllerin şevkine,
Hayırların fethine diyelim...
Vesselam...