Ağrı'nın dağlarında üç kardeşin zorlu mücadelesi
Çevresi yüksek dağlarla çevrili 120 hanelik Sarıbıyık köyünde yaşayan 32, 30 ve 22 yaşlarındaki İbrahim, Mustafa ve Hakan Kılıç kardeşlerin hayatı, dağlarda hayvanların peşinde koşturmayla geçiyor.
Yaz ayları boyunca köyün küçükbaş hayvanlarını yaylalarda otlatan ve havaların sıcak olduğu dönemlerde geceleri arazide uyuyan çoban kardeşler, kar ve soğuk havanın etkili olduğu bugünlerde zorlu mesailerini sürdürüyor.
Sabahın ilk ışıklarıyla hayvanları araziye çıkaran kardeşler, koyunların peşinde dağları adım adım geziyor ve akşama kadar hayvanları otlatıyor.
Zorlu coğrafi şartlar ve iklim koşullarıyla da mücadele eden üç kardeş, özellikle sisli havalarda hayvanları kurt ve yabani hayvan saldırısından korumaya çalışıyor.
"Zor günlerde birbirimize yardım ediyoruz"
Çobanlardan İbrahim Kılıç, zor olan işlerini severek yaptıklarını söyledi.
Köyün 3 bin küçükbaş hayvanından sorumlu olduklarını ifade eden Kılıç, şöyle konuştu:
"Yaklaşık 10 senedir çobanlık yapıyorum. 3 kardeş olarak 3 bin küçükbaş hayvanı otlatıyoruz. Zor günlerde de babamız bize yardım ediyor. Yaz-kış demeden çobanlık yapıp hayvanlarla ilgileniyoruz. Çobanlık güzel bir meslek. Biz severek bu işi yapıyoruz. Kardeşlerimle yıllardır bu mesleği yapıyoruz. Mesleğin zorlukları da var. Havalar soğuduğunda ve yağmur yağınca işimiz çok zor oluyor. Zor günlerde hepimiz birbirimize yardım ediyoruz. Hepimiz de evliyiz."
Kılıç, havaların güzel olduğu dönemlerde genelde bir kişinin dönüşümlü olarak dinlendiğini, 2 kişinin hayvanları otlattığını ancak olumsuz hava koşullarında ise hep beraber görev yaptıklarını anlattı.
"Gece nöbet tutan, gündüz uyuyor"
Çobanlardan Mustafa Kılıç da bu sene havaların erken soğuduğunu, dağlarda kar olduğunu ve bölgenin tamamen beyaza bürünmesinin ardından görevlerinin tamamlanacağını dile getirdi.
Çobanlığın gecesi gündüzü olmayan bir meslek olduğunu vurgulayan Kılıç, şunları kaydetti:
"Ben 7-8 yıldır çobanlık yapıyorum. 3 kardeş beraber koyunları otlatıyoruz. Yazın aylarca hayvanlarla yaylada kalıyoruz. Sonrasında köyün yakınlarındaki arazilerin biçilmesiyle hayvanları aşağıya getiriyoruz. Bugünlerde hava şartları çok zor. Çok sis oluyor. Kurtlar da çok var ama bizim köpekler iyi olduğu için sürüye yaklaşmasına izin vermiyorlar. Sabah erken saatlerde hayvanları köyden getiriyoruz, akşama kadar otlatıp tekrar götürüyoruz. Özellikle sonbaharda çok zorlanıyoruz. Yazın yaylaya çıktığımızda da birimiz hayvanların yanında nöbet tutuyor, 2 kişi de aynı yerde yatıp dinleniyor. Gece nöbet tutan, gündüz uyuyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.