Diyarbakır’ın yaylalarında göçerlerin zorlu yaşamı
Çınar ilçesine bağlı kırsal Sevindik Mahallesi'nden Sur ilçesinin yaylalarına gelerek göçebe bir hayat süren aile zorlu hayatlarını arazilerde idame ettirirken, kendi ihtiyaçlarını ve imkanlarının elverdiği kadarıyla yaşamını sürdürüyor. Sabahın erken saatlerinde uyanıp bir yandan çobanlar küçükbaş hayvanları otlatmaya götürürken, diğer yandan da aile ihtiyaçlarını karşılamak için yaylada çalışıyor. Elektrik ihtiyaçlarını güneş enerjisi paneliyle, su ihtiyaçlarını ise kazdıkları kuyudan sağlayan aile, 4 ay yaylada kaldıktan sonra evlerine dönüyor.
Geçimlerini küçükbaş hayvancılıkla sağlayan Kadir Aker, mesleğin dedesi ve babasından ona kaldığını, köylerinde yaz mevsiminde ot kalmadığı dönemlerde amcası ve ağabeyinin ailesiyle birlikte yaylalara göçtüklerini söyledi.
Yaklaşık 600 küçükbaş hayvanıyla Sur'daki yaylalara gelip 4 ay kaldıktan sonra geri döndüklerini belirten Kadir Aker (27), mesleğin zorlu olduğunu ve teknolojiden uzak yaşamlarını sürdürdüklerini ifade ederek, "Doğuştan bu yana hayvancılıkla uğraşıyorum. Dedem ve babamdan kalan bu meslekle geçimimizi sağlıyoruz. Kışın kendi köyümüzde yaşıyoruz, hayvanlarımızı köylerimizde yemliyoruz. Yazın olduğunda Karacadağ'da yem kalmadığı için göçüp Sur yaylalarına geliyoruz. Haziran sonlarında otlak yaylalara geçiyor, eylül ekim aylarından sonrada köyümüze tekrardan geri dönüyoruz. Ot çok olduğundan dolayı bu yaylalara geliyoruz. Ot çokluğu iyi, güzel ama bazı zorlukları da var. Yün çadırlarında yaşıyoruz ve yün çadırları daha sıcak oluyor. Gece gündüz ailemizle buradayız ve zor oluyor. Hayvancılığın zorluklarından biri de hayvanları boş bırakamıyorsun. Sabahın erken saatlerinde başlayıp gece yatana kadar hayvanlarla uğraşıyorsun" dedi.
Telefon ve benzeri az enerji tüketen aletlerin enerjisini güneş enerjisi panelinden aldıklarını söyleyen Aker, "Burada elektrik yok, ama güneş enerjisinden faydalanıyoruz. Küçük bir güneş enerjisi panelinden, telefonlarımızı şarj ediyoruz. Genel olarak elektrikten mahrumuz. Suyumuzu da kuyu ve derelerden karşılıyoruz" ifadelerine yer verdi.
20 seneyi aşkın Sur yaylarında konargöçerlik yapan Reşat Aker ise, "20 senedir Sur yaylalarına geliyorum. Bu yayladaki mahallelinin çoğunu tanıyorum. Her sene yaz mevsiminde buralara geliyoruz. En az 4 ay kaldıktan sonra geri dönüyoruz. Zor ve sıcak oluyor. Güneş enerjisi panelinden elektrik, dere yataklarından su ihtiyacımızı karşılıyoruz. Yemeklerimizi de kadınlarımız bize yapıyor" diye konuştu.
Konargöçer ailelerden Cafer Aker de şunları kaydetti:
"Köyümüzde kuraklık var, ot yok. Karnımızı doyurmak için bu bölgeye geliyor 3 ay kalıyoruz. Her ailenin hayvanları ayrı. Benim 150-200 adet koyunum var. Burada kendi imkanlarımızla ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz."
Kaynak:İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.