Erzurum’un Değerli Hazinesi: Oltu Taşı
Topraktan çıktığında yumuşak olan Oltu Taşı, hava ile temas ettiğinde hızla sertleşiyor. Bu nedenle çıkarıldığı anda nemli ortamda korunması gerekiyor. Oltu Taşı, zeytinyağı ve tebeşir tozuyla cilalanarak kolye, yüzük, sigaralık ve özellikle tespih gibi değerli süs eşyalarına dönüştürülüyor. El işçiliği ile işlenen bu taş, zamanla elde kullanıldıkça daha da parlak hale geliyor.
Taş ustaları, Oltu Taşı’nın işlenmesinin sabır gerektirdiğini belirterek, “Taşın yumuşak kalması için su içinde bekletiyoruz. İşlenmeye hazır olmayan parçalar ise toprağa gömülerek muhafaza ediliyor. En çok tercih edilen ürünler, elde çekildikçe güzelleşen Oltu Taşı tespihleridir” diyorlar.
“Siyah Kehribar” olarak da bilinen Oltu Taşı, Neojen yaşlı sedimenter bir yapıdan oluşur. Genellikle siyah, nadiren koyu kahverengi, gri ve yeşilimsi renklerde bulunur. Çıkarıldığında yumuşak olan taş, hava ile sertleşerek dayanıklı hale gelir. Dokunulduğunda kadifemsi bir his bırakır ve sürtünmeyle elektriklenerek hafif cisimleri çekebilir. Yanma sırasında alev çıkarır, geriye kül bırakır ve aniden soğutulduğunda camlaşır.
Oltu Taşı, Mors sertlik cetveline göre 3 sertlik derecesine sahiptir ve 1,26 özgül ağırlığı ile dikkat çeker. Yapılan analizlere göre %77,95 oranında karbon içerir ve kalorifik değeri 8064 kCal/kg’a kadar ulaşır.
Yüzyıllardır süregelen bu değerli taş işçiliği, Erzurum’un kültürel mirası olarak korunmaya devam ediyor. Coğrafi işaretli bu değerli taş, hem sanatsal bir zanaat olarak hem de ticari bir değer olarak ülke sınırlarını aşarak dünyaya açılıyor.
Kaynak:İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.