Mehmet Ali Sezer

Mehmet Ali Sezer

YEREL SEÇİM ANALİZİ: KAZANANLAR - KAYBEDENLER...

YEREL SEÇİM ANALİZİ: KAZANANLAR - KAYBEDENLER...

Seçim propagandasının gerilimli bir şekilde devam ettiği süreci tamamladıktan sonra 31 Mart 2024 pazar günü Türkiye sandığa gitti ve yerel bazda kendilerini yönetecek kişileri seçti. Sadece bunu söylemekle yetinemiyoruz. Bu seçimde kim kendine hangi payı çıkaracak, kim şapkasını önüne koyup düşünecek? Bu soruların cevaplarını tek tek irdelemek gerekir.

BU SEÇİMİN KAZANANI KİMLER?

Yıllardan beridir %25 bandını bir türlü aşamayan Cumhuriyet Halk Partisi'nin 2019'da ittifak olarak girdiği seçimden elde ettiği başarıyı daha da arttırarak %37'ye taşıması başarıdır.

AK PARTİ'DEN AYRILAN SİYASİ PARTİLERİN DURUMU NE OLACAK?

Adalet ve Kalkınma partisinden ayrılıp kendi siyasi partilerini kurup haziran seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında TBMM'ye girip "Yerel seçimlerde aynı havayı acaba yakalayabilir miyiz?" Düşüncesi ile kendi adaylarını çıkarıp hezimete uğrayan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ile Gelecek Partisi'ni tabii ki unutmamak gerekir. Bu siyasi partilerin geleceği yakın zaman içerisinde birer tabela partisine dönüşebilir eğer ki AK Parti başta olmak üzere sağ muhafazakar partilerden herhangi birisiyle ittifak yapmazlar ise...

Cumhur İttifakı çatısı altında yer alan DSP, BBP, Hüda Par gibi diğer siyasi partilerin durumları da Gelecek ve DEVA partilerinden farklı olmayacaktır, onlar da kendilerine sığınacak bir liman bulamazlar ise sadece tabela partisi olmakla yetinecekler..

Genel görüşleri bildirdikten sonra şimdi de gelelim seçimi daha derinlemesine analiz etmeye..

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın özellikle de seçimlerden önce gittiği Hatay'da merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin tek elden yönetilmemesi durumunda deprem gibi felaketlerde dahi yardımların geç gelebileceğini söylemesi halk arasında büyük bir infiale sebep oldu.

Aynı şekilde Tokat ve Tekirdağ'da bize oy verirseniz size hizmet gelir, bize oy vermezseniz size hizmet ve doğalgaz gibi çeşitli yatırımlar gelmez gibi söylemleri ilk neşteri vurdu..


Daha sonrasında yapılan açıklamalara baktığımızda Türkiye'de sayıları neredeyse 17 milyonu aşkın emekli vatandaşın beklentileri seçim öncesi yapılacak seyyanen zammın vatandaşı rahatlatması ile bunun seçim sandığına olumlu bir şekilde AK Parti'ye yansımasıydı.
Fakat kulislerden alınan bilgilere baktığımızda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçimlerden önce Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e "Mehmet emekliler bizden para bekliyor" Diye sordu fakat hazinenin patronu Mehmet Şimşek'in ise bunu vermelerinin imkansız olduğunu söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir mitinginde yapmış olduğu konuşmada;

"Türkiye'deki bütün yatırımları durdursak dahi, bir tek çivi dahi çakmazsak yine de bütün kaynakları emekli vatandaşlarımıza aktarmaya çalışırsak yetmez, o nedenle para yok" Gibi açıklamaları emekliliği küstürdü.

Bu durum neye sebep oldu biliyor musunuz? emekliler, AK Parti'ye sarı kartı gösterdi ve sonuç ortada. Cumhuriyet Halk Partisi şu anda Türkiye'de 1. Parti konumuna gelirken, Adalet ve Kalkınma Partisi ise ilk defa yenilgi kelimeleri ile boğuşup analiz sürecine girip durum değerlendirmesi yapmak zorunda kaldı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimat verip seçime son 10 gün kala nerelerde hata yapıldığını ve bu son 10 günün çok iyi bir şekilde incelenmesi gerektiğinin araştırılmasını istediğini öğrendik...

Yakın geçmiş tarihimize dahi baktığımızda iktidarlar açısından en büyük kazanımın tencereden geldiğini yani mutfaktaki ateşin iktidarları cayır cayır yaktığını bir kez daha gördük..

Haziran seçimleri öncesi Cumhur İttifakı bileşenleri özellikle de milli beka ve vatan bayrak gibi kavramlar ile halkın karşısına çıkıp özellikle de İç Anadolu Bölgesi başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi'nin büyük bir çoğunluğunda halkta itibarı buldu ve kendilerine yatırım gitmese dahi Milli Beka sayesinde sandıktan zaferle çıkmayı başardılar..

SEÇİMİ BELİRLEYEN ŞEY NE Mİ OLDU?

Ancak gelin görün ki vatandaşlar ya maaşlarının arttırılmasını istiyor ya da kendilerine farklı iş sahalarının açılmasını istiyor yoksa bu devirde bu enflasyon canavarı ile başa çıkmanın mümkün olmadığını bilenler zaten hükümete bir ders vermek istedi ki öyle yaptılar zaten..

Önemli olan hükümete sarı kartı göstermek değil tabii ki önemli olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin elde etmiş olduğu bu kazanımları ve belediyeleri mükemmel bir şekilde halka hizmet ederek 2028 genel seçimlerine kadar taşımasıdır ki bunu ne derece başarırlar bunu bekleyip görmek lazım elbette..

Cumhuriyet Halk Partisi'nin rehavete kapılmaması gerekir. Eğer ki "Biz zaten birinci parti konumuna geldik, artık halk bize itibar ediyor, bir şey yapmazsak bile yine de kazanacağız" Şeklinde düşünürlerse o zaman tarihin kendilerini affedemeyeceği şekilde büyük bir hüsrana uğramaları an meselesi olacaktır...

Cumhuriyet Halk Partisi, belediyecilikte halkın gönlünü kazanırsa eğer şimdiye kadar kendisiyle halk arasında problem oluşturan "Halkı ikna edememe, halkın güvenini kazanamama" duvarını yıkıp genel seçimlerde yıllardan beridir hasretini çektikleri "Hükümet olma, iktidara gelme" hayallerini gerçekleştirebilirler..

GEL GELELİM DEM PARTİ'SİNE...

DEM Partisi'nin 31 Mart yerel seçimlerindeki başarıları ya da başarısızlıklarını ele almadan önce bir dipnot olarak şunu söylemekte fayda vardır ki Türkiye'de kitle partisi olan en büyük siyasi oluşumların başında şüphesiz ki Dem Parti geliyor..

Peki bunu neden mi söyledim? Milliyetçi Hareket Partisi de mesela kitle partisidir. Genel başkanları Devlet Bahçeli gitse bile ülkücü olmayı hayat felsefesi edinen insanların bu görüşlerini yaşatması başka liderler ile de gerçekleşecektir bu durum Aynen Dem Parti için de geçerlidir ama bunu Adalet Kalkınma Partisi için söylemek mümkün değildir.. cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olmaması durumunda AK Parti'nin nasıl bir durumda olacağını düşünebiliyor musunuz? Ya da düşündünüz mü hiç? Çok değil sadece 10 saniye kadar bunu düşünmenizi istiyorum. Recep Tayyip Erdoğan yok ve AK Parti Recep Tayyip Erdoğan olmadan herhangi bir seçime giriyor.. Acaba nasıl bir sonuç ile karşılaşacak? 10 saniye geldi geçti, sizler de benimle aynı fikirdesiniz öyle değil mi? O zaman eyvah eyvah .. Demek ki neymiş demek ki Adalet ve Kalkınma Partisi bir kitle partisi değil, sadece bir lider partisi olarak şimdiye kadar siyasi ömrünü sürdürdü yani Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olmaması durumunda kendisinin yerine gelecek ve kendisiyle eşdeğer olabilecek hangi lider olabilir ki...

O Nedenle Dem Partisi Konusuna Şimdi Yeniden Geçebiliriz...

Dem Parti şimdiye kadar çok kez kapatıldı, tabelası değiştirildi, ismi değiştirildi fakat yine de filizlenip gerek bağımsız aday olarak gerekse de farklı isimler adı altında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girebildikleri gibi belediyecilik alanında da kendilerine oy veren kemikleşmiş bir kitleye her zaman sahip oldular...

BELEDİYELERE KAYYUM ATANABİLİR Mİ?

31 Mart'ta Dem Partisi'ne mührü basan vatandaşın kafasındaki en büyük problemlerden birisi de şüphesiz ki "Yarın öbürsü gün haklı ya da haksız gerekçeler ile kendilerinin seçtikleri belediye başkanlarının görevden alınıp yerlerine Kayyum atanabilmesi durumudur ki bu da kaçınılmaz.. Bunu Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na seçilen Abdullah Zeydan'ın yerine ikinci sırada yer alan AK Partili adaya mazbatanın verilmesi ile gördük...


Bu gerçeği hiç kimse saklayamaz, Dem Partisi'ne oy verenlerin büyük bir çoğunluğu Kürt vatandaşlardır. Bu nedenle Özellikle de Ağrı gibi DEM Partisi'nin kazandığı yerlerde halka hizmet götürülmesi gerekiyor, park ve bahçelerin durumunun irdelenmesi gerekiyor, şehrin çok güzel bir hale dönüştürülmesi gerekiyor, vatandaşın sesine kulak verilmesi gerekiyor, adeta örnek belediyecilik yapılmalı ki vatandaş 'Keşke' değil 'İyi ki' diyebilmeli...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ali Sezer Arşivi