ORTAK AKIL ORTAK GELECEK (HIŞÊ HEVPAR, PÊŞEROJA HEVPAR)
Milli mücadelede Rus ve Ermenilerin namlusu dan çıkan mermilere anlını uzatarak gerçek bir bağımsızlık hikayesi yazan bir milletin varisleriyiz.
Ancak ne yazıktır ki,milletimizin milli ve manevi çöküşü İslami ve insani değerlerin sükutu mutlaka maruz kalması son derece tehlikeli ve karanlık bir istikbali işaret ediyor.
Bu milletin en büyük sorunu olan terör ve ekonomi sorunu, büyük bir ahlâk sorununa tahvil olmuştur...
Hiç kuşkusuz içinde bulunduğumuz ahvalden en küçükten en büyüğüne, mevki ve önemine göre her kese bir mesuliyet payı düşmektedir.
Muhalif ancak müsbet ve yapıcı bir eleştiri cephesinden baktığımızda gerçek çok aşikar ortadadır.
Birileri sahte saadet sloganları atarak her şeyin gayet iyi olduğunu ifade edebilir.
Bunlar ancak kendisine inanan kesimleri ikna edebilirler.
Kimse bize özelde Ağrı'nın maddi ve manevi olarak ülkemizin en geri kalmış üç vilayetinden biri olduğunu ve ülkemizin içinde bulunduğu sancılı durumu perdeleyemez...
Bizi bu derin gaflet uykusundan
uyandıracak,yeni ve modern bir kent tasavvurumuza ve medeniyet anlayışımıza uygun milli bir kimlik ve karakter inşaa etme hedefimize ortak olacak ufku geniş ileri görüşlülüğü esas dayanak noktası yapacak kararlı ve cesur ulusal liderlik anlayışı ile birlikte yerel dinamizmi harekete geçirecek ortak aklı öncelleyen bir liderlik anlayışına ihtiyacımız var.
Bu liderlik anlayışı tek bir şahsın aklına münhasır sınırlı tutulmamalıdır.
Ortak akıl,ortak ideal,ortak hedef , ortak gelecek çeperinde yüceltilmelidir.
Nitekim yaşadığımız çağ İslami ve insani olan istişareyi esas alan bir liderlik müessesesini tesis etmeyi gerektiriyor...
Ruhu vatan aklı millet olan ve milletin manevi şahsiyetine saygılı bu ülkenin derin irfanına ve derin ahlâkına hürmet besleyen bu kente değer katarak,maddi ve manevi kalkınma hamlesi başlatacak yeni ve özgün bir düşünce sistemine hizmetkâr insaf sahibi Ağrı'lıları ve hususen memleket meselelerine karşı çözüm odaklı reaksiyon gösteren memleketimizin zeka cephesinin ve entelektüel aklının bir parçası olan bilgi ve tecrübe bloğuna ihtiyaç duyduğumuzu ifade etmek isterim.
Bu seçkin insanların sorumluluk bilinci ile harekete geçmeleri gerekiyor.
Bu gayreti sahada görmek millet adına fevkalâde önemli ve değerli buluyorum.
Unutmayınız ki ;
Topyekûn bir bütün olarak gayemiz milletin saadetine vesile olmak ve yaşam sürdüğümüz kente değer katmak olmalıdır.
Bu müşterek vatan topraklarında mukim olan ve bu toplumun istikbal, istiklal ve saadeti için, milli münasebetlerde, milli kabiliyetimizi işleterek, milli ahlak kuralları içerisinde,milli bir şahsiyet sergileyerek binlerce yıllık medeniyetimizin manevi ve fikrî mirasına sahip çıkacak, bir büyük cemiyeti inşa etme hasretimizi ve arzumuzu mutlaka vuslata dönüştürmek zorundayız.
Biliyoruz ki ; Bu şehrin daha çok yol alması gereken önemli işleri vardır.
Hepimizin omuzlarına yüklenen bu mesuliyetten kaçamayız.
Bu kentin düşünen, yazan memleket meselesini namus ve şerefi kadar kıymetli bulan bir vatandaş olarak bu milletin âlimlerini, vatanperverlerini, seçkin şahsiyetlerini, idare adamlarını,ticaret ehlini,Ziraat ehlini, sanatkârlarını, aydın fikirlilerini,öğretmenlerini, öğrencilerini ve cemiyeti oluşturan grupları bütün bireyleri memleketin intizamina bir kez daha katkı sunmaya davet ediyorum...
Hiç kuşkusuz bin yıllık devlet geleneğine sadık kalmış olsaydık şimdi Dünya'nın süper gücü biz olurduk.
"ORTAK AKIL ORTAK GELECEK"
Bu sloganın ruhuna uygun,
Yeni bir tavır geliştirmek ,yöneten ve yönetilenler ile birlikte milletimizin çıkarlarını öncelliyerek,milletin saadetine vesile olmayı bir prensip ve ideal olarak tesis etmek zorundayız.
Milletin güçlü iradesinin önünde hiç bir güç duramaz...
Bunuda memleket meselelerini inancı haysiyet ve namusu kadar değerli bulan fertlerin iradesi belirleyecektir.
Millet adına güçlü bir blok oluşturmak ve buradan maddi ve manevi bakımdan ortak çıkar birliğini tesis etmenin ehemmiyetini bilmem farkındamısınız ?
Millet iradesinin ikinci planda kaldığı siyasal bir düzenin başarılı olması mümkün değildir.
Hususen insanımızın toplumsal taleplerini yerine getirmek yöneticilerimizin en önemli vazifesidir.
Kimse kendi düşüncelerini topluma dayatmaya çalışmasın.
Bürokratizim ve siyasi aktörleri milletin yanında saf durmaya davet ediyoruz.
Bürokratik oligarşiye asla müsade edilmemelidir.
Toplumun vicdani kanaatini temsil eden STK temsilcileri millet adına yönetimde başat aktör olarak muhatap alınması gerektiğini bir kez daha buradan hatırlatıyoruz...
Doğup büyüdüğümüz ve ömür sermayesini tükettiğimiz bu kentin tarihsel arka planına baktığımızda ipek yolu kervanlarının geçtiği bu yerlerden doğudan batıya doğru Çin, İran ve Türkiye üzerinden Avrupa'ya kadar uzanan bir geçidin,ticaret ve medeniyet koridorunun hikayesine şahitlik ediyoruz.
Bu bereketli geçidi kullananlar uğradığı coğrafyada bütün bilgi ,birikim ve tecrübeler ile birlikte bir medeniyet ve evrensel bir uygarlık inşaa etmişlerdir.
Bize miras kalan kadim medeniyet kodlarımız kamil,milli ve manevi değerlere saygılı ,kendi çıkarı ve menfaati için değil, bilhassa ümmetin ve milletinin çıkarları eşliğinde bir uygarlık emanet edildiği farkandalığı içinde kendi benliğini milletin ve ümmetin benliğinde eriterek, varlığını yaşadığı cemiyete feda edecek yiğit bireylere ihtiyaç duyuyoruz.
Çünkü; Mesut, bahtiyar ve kudretli milletler mükemmel, sağlıklı ve ahlâklı cemiyetler tarafından teşkil edilir.
İşte bu şekilde hareket edildiğinde bu aziz vatanın evlatları güçlü,zengin ve adil olmayı başaracaktır.
Ne zaman ki, herkes kendi benliğini ve çıkarını düşünüp kamu ve ümmet yararını unutmuş ise o zaman gerileme ve fakirleş'me başlamıştır...
"İnsan ancak çalışmasının neticesini elde eder"
(Necm süresi
Ayet 39)
Hiç kuşkusuz çalışan, üreten, kazanan Allah'ın sevgili kuludur ve muvafakiyet buna bağlıdır.
Dünya'da çalışmayı emreden, teşvik eden, ayet ve hadislerin rehberliğinde ,yeni bir nesil,yeni bir nefes ve hira mağarasında yankılanan sese kulak verecek bir vicdana sahip ,manevî şahsiyetler yetiştirmek için çabamız'dan ve fikrî mücadelemiz'den, zerre miktar sapmadan, çalışan ve işleyen bir kafa yapısıyla ,milli ahlak kuralları içerisinde ,irfan ve erdeme dayalı bir kardeşlik müessesesi tesis etmek mecburiyetindeyiz....
Dünya'yı ahiretin mezrası gibi görüp, çalışan üreten bir zihniyete sahip millet daima aşk ve şevk ile hayatına derin bir anlam katarak,
Dünyasınıda ahiretinide mamur eder...
Kutuplaşma bizim kültürümüzün ürünü değil.
Dünya'nın hiç bir yerinde çekişmeden, didişmeden ,bir başarı hikayesi yazılmamıştır.
Hep birlikte bu ülkeye ve memlekete değer katmak mecburiyetindeyiz...
Genel bir değerlendirme yaptıktan sonra Hudut vilayeti olan serhat şehri Türkiye'mizin şark köşesi olan Ağrı'yı konuşmak istiyorum.
Çok değerli bir güzergah üzerinde yaşam mücadelesi veren ve üzerinde yaşadığımız şu müşterek vatan topraklarının tarihi ticaret yollarının üzerinde çok önemli bir konuma sahip olan Ağrı'nın sahip olduğu potansiyeli farkındamıyız ?
Tarihin bize en değerli mirası olan ve dünya miras listesine alınan İshak paşa sarayının dünya'ya 240 yıldır dimdik ayakta durarak bir tarih öğretmeni gibi seslenen bu yapıt ve kadim saraya gerekli ihtimamı gösterdik mi?
Dünya çapında bir eser olan bu mekâna yılda kaç turist taşıyabildik ?
Çin,İran,Türkiye ve Avrupa' ya doğru giden ipek yolu geçidi bir yönüyle doğudan batıya doğru açılan bereketli bir kapıdır.
Yarın muhtemel açılacak olan zengezur koridorunun bu kente ve ülkemize katacağı değeri görerek bu paralelde 50 yıllık bir planlamamızın olması gerekmez mi?
Buradaki ticaret kapısına istenilen seviyede ülkenin milli ekonomisine katkı sağlaması için faydalı bir mücadeleyi veriyormuyuz ?
Avrupa'nın en yüksek dağı ünvanını elinde bulunduran Ağrı Dağı diğer bir inanışa göre Nuh'un gemisinin zirvesine indiği yer olarak efsanevi öneme sahip olan kış ve güz dönemi tırmanış temalı etkinliklerin yapılması için ne kadar propaganda ve reklam yaptık?
Ağrı merkeze 60 km uzaklıkta Gürbulak sınır kapısı üzerinde bulunan uluslararası karayolu bağlantı noktasında önemli bir bölgede bulunduğu ve konumu dikkate alındığında özelikle seracılık faaliyetlerinde ihracata yönelik milli ekonomiye katkı sağlayacak, Diyadin ilçesinde ki bu büyük potansiyel daha fazla gecikmeden gayr-ı safi milli hasılaya katkısını artırmak için bir çaba var.
Ancak daha çok gayret sarf edilmesi gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Hiç kuşkusuz 215 metrede 78 dereceye ulaşan su sıcaklığı konut ısıtması , sera ısıtması, sağlık açısından kaplıca termal oteller inşaa edilerek, yerinde enerji verimliliği artırmak için profesyonel işletmecilerin marifetiyle bölgenin bu manada zengin yeraltı kaynağını hak ettiği seviye'ye taşımak zor olmasa gerek.
Beyler !
Bölge halkına ekonomik olarak katkı sağlayan mevcut tesislerin potansiyelini geliştirerek Ağrı Diyadin çermik jeotermal kaynakları önemli bir marka değerine sahiptir.
Bu değerin mutlaka daha fazla milletin saadetine vesile olmasını sağlamak mecburiyetindeyiz.
Bu potansiyel ülke gündemine oturmalı ve iş dünyasını yatırımcıları buraya kanalize etmeliyiz...
Yazımın biraz uzadığını farkındayım ancak mesele vatan ve milletin selameti olunca yüreğimizde taşıdığımız dert böylece dile dökülüyor.
Sabrınız için teşekkür ederim...
Selam ve dua ile...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.