Milli Eğitim Bakanlığı yapmış olduğu açıklamada Türkiye'de 2 Haziran 2024 tarihinde gerçekleştirilen LGS'ye 1 milyon 38 bin 544 ortaokul 8. sınıf öğrencisinin müracaat ettiği LGS'ye 992 bin 906 adayın katıldığı ve sınava katılım oranının yüzde 95,61 olduğu ve bu öğrencilerden 352'sinin ise bütün sorulara doğru cevap vererek şampiyon oldukları belirtildi.

Öncelikle sınava giren bütün öğrenciler başta olmak üzere ailelerinin emeklerinin boşa gitmemesini temenni ediyorum. Eğitim hayatı gerçekten çok meşakkatli bir süreç ve kazananların yani belli bir meslek sahibi olanların sayısı, sınava katılanların sayısına oranla çok az olabiliyor.

1 milyon küsür öğrenci arasında bütün soruları doğru yanıtlayarak birinci olmayı başaran 352 öğrencinin okudukları ortaokullar başta olmak üzere yetiştikleri aile ortamına bakmakta fayda olacaktır.

Bu öğrencilerin diğer öğrencilerden çok fazla ders çalışma başta olmak üzere nasıl bir farkları oluştu ki birinci olmayı başardılar?

TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından yapılan analiz açıklamalarında Ağrı ilimizin en fakir, en yoksul olduğu belirtiliyor. Eğitim de de maalesef çok gerideyiz. Bu gerçeklikten yola çıkarak LGS Türkiye gerçeklerine bakalım...

• Ağrılı hemşehrimiz Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Betül Sayan Kaya'nın oğlu Ahmet Akif Kaya Liselere Geçiş Sistemi sınavında Türkiye birincisi olarak büyük bir başarı elde etmeyi başardı. Yani 352 kişiden biri de Ağrılı hemşehrimizin oğludur, kendisini tebrik ediyor ve muvaffakiyetler diliyoruz.
• 500 tam puan almayı başaramayan fakat çok iyi liselere yerleşen çok sayıda Ağrılı hemşehrilerimizin çocukları da var.
• Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Gül Görmez ile yine aynı üniversitede eşi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Aydın Görmez'in oğulları Muhammed Emir Görmez bu 352 kişiden olmayı 500 tam puan alarak başarmıştır yine aynı şekilde kendisini ve ailesini tebrik ediyoruz.
• Diğer taraftan baktığımızda Başakşehir İBB Akşemsettin Ortaokulu son 6 yıldır üst üste LGS şampiyonları çıkarmayı başarırken bu yıl bir ilke imza attı ve aynı anda 3 LGS birincisi çıkarmayı başaran ilk devlet okulu olmayı başardı. Bu okulda görev yapan bütün öğretmenlere milletçe teşekkür etmemiz gerekiyor.
• Diyarbakır'da öğrenciler Neva Bingöl, Beren Savar ile Adil Adar Vural 2024 LGS'de bütün sorulara doğru cevap vererek Türkiye birinciliğini elde etmeyi başardılar.
• Bingöl'de yaşamını sürdüren Hasan Bakır, inşaat ustası olarak geçimini sağlamaya çalışan babası ile ev kadını annesinin destek olması ile LGS'de 500 tam puan alarak Türkiye birincileri arasındaki yerini aldı.
• Mardinli LGS birincisi Civan Çelik şampiyonlar grubuna adını altın harflerle yazdırmayı başardı.

Yukarıda siyasilerden, öğretim üyelerinden, inşaat çalışanlarından ve bunların çocuklarının LGS 2024'deki başarılarından söz ettim. Hepsini teker teker tebrik ettikten sonra konumuza kaldığımız yerden devam edelim.

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK SORUNU EKONOMİ Mİ YOKSA EĞİTİM Mİ?

Her zaman ekonomik problemlerden bahsederiz yani geçim derdinden bahsederiz. Evet gerçekten ekonomi Türkiye'nin en büyük problemlerinden biridir ve reel iktisadi esaslar doğrultusunda çözüme kavuşturulması gereken elzem bir problemdir. Peki size Türkiye'nin en büyük problemi ekonomi midir yoksa eğitim midir? Diye bir soru sorsam eminim ki %98'i tabii ki de ekonomik problemlerin en büyük problemler olduğunu söyleyecektir. Çünkü eğitim her nedense arka planda kalmış bir problem olarak görülüyor oysa ki cehaletin baş düşmanı olan eğitime bütçeden en çok payın ayrılması gerekiyor. Türkiye'nin 81 ilinin, ilçelerinin, beldelerinin, köylerinin her tarafına okullar inşa ederek eğitimde başarılı olamazsınız. Yapılması gereken yukarıda da anlattığım gibi devlet okulu olan Başakşehir İBB Akşemsettin Ortaokulu'nda 3 Türkiye şampiyonunu çıkaran öğretmenlerin uyguladıkları yol ve yöntemlerin bütün okullarda uygulanması ile başarının sağlanması gerekir.

Bakıyorsunuz Türkiye'deki ünlü siyasetçiler, dizi oyuncuları çocuklarını gözden uzakta çok iyi okullarda okutabiliyor ve biz bu çocukların var olduklarını bile mezun olup kep attıklarında öğreniyoruz.

Doğuda yaşayan bir çocuğun sorumlulukları arasında geometrideki gibi bir üçgenin iç açılarının toplamının 180, dış açılarının toplamının 360 derece olduğunu bilmesi yer aldığı gibi diğer taraftan bakmakla zorunlu kaldığı 20 koyun varsa bu 20 koyunun akşam vakti eksiksiz bir şekilde ağıla konulması da yer alıyor.

Son model teknolojik materyallerle donatılmış kolejlerde okuyan öğrencilerin sorumlulukları arasında kimya ve fizik deneylerini başarmak yer aldığı gibi kırsal kesimde yaşayan öğrencilerin sorumlulukları arasında kalabalık ev nüfusu arasında kış aylarında sobanın yandığı koca salonda televizyon ve ev ahalinin kalabalık sesi ortasında ders çalışmak ile verilen ödevleri yapmak ve başarılı olmak da yer alıyor..

Metropollerde okuyan ve özel okul eğitimi alan öğrencilerin sorumlulukları arasında okul derslerinin yanı sıra piyano çalmak, yabancı dil eğitimi almak, yüzmek, spor aktivitelerine katılmak yer aldığı gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin kırsal kesimlerinde devlet okullarında okuyan öğrencilerin sorumlulukları arasında hem okul derslerinden başarılı olmak hem de kardeşleri ile aynı kıyafetleri paylaşmak ile akşam olduğunda kurulan yer yataklarında kendisine ayrılan küçücük alanda soğukta tir tir titreyip sessizce uyumak da yer alıyor.

Şunu söylemekte elbette haklısınız 'Ekonomik durum iyi olursa çocuk iyi okullara gider ve başarılı olur' Haklı bir söylem ama kısmen haklı bir söylem.. Çünkü Siirt'in Pervari ilçesindeki herhangi bir köyde çobanlık yapan bir çocuğun bulduğu gölgelik alanlarda çözdüğü soru sayısını arttırarak LGS'de Türkiye birincisi olmasının ekonomik açıdan bir açıklaması var mıdır?

Doğu illerinin hemen hemen tamamında yaşayan çocukların okuldan çok küçük ve büyükbaş hayvanların peşinden sabahtan akşama kadar gidip gelmek zorunda kaldıklarını biliyoruz, bu bizim hayatımızın ta gerçeğidir. Böyle bir gerçeklikten LGS 2024 şampiyonu olmaya giden yolculuğun çok iyi bir şekilde anlaşılması, hatta kitaplarının yazılması ile filmlerinin çekilmesi gerekiyor çünkü bu başarı Nobel ödülünü almaya hak kazanır.

Asgari ücretle geçimini sağlamaya çalışan bir ailenin çocuğu bile kalabalık ev nüfusu arasından ders çalışmaya zaman ve mekan bulmaya çalışıp böyle zorlu şartlarda iyi bir liseyi kazanmaya yetecek kadar puan alabiliyorsa aynı şekilde o çocuğun bütün eğitim yaşamı ile alakalı her şeyin çok iyi bir şekilde anlaşılması gerekiyor.

EĞİTİMİN NİCELİĞİ Mİ NİTELİĞİ Mİ?

Eğitimin niceliği derken tabii ki de okulların sayısı ile atanan öğretmenlerin sayısının arttırılması olarak anlaşılıyor. Okullardaki eğitim materyallerinin artırılması da bunlara eklenebilir fakat nitelik açısından baktığımızda okul denmesine bin şahit gerekli olan köy okullarında zorlu koşullarda, kış aylarında, okula tezek götürmek zorunda kalan öğrencilerin ısıttıkları sınıfta öğretmenlerin duman kokusundan burnunu çeke çeke anlattığı matematik, geometri, fizik, kimya gibi dersleri çok iyi bir şekilde anlamaya çalışıp yine soğuk havada kilometrelerce yol yürüyüp evine gitmek zorunda kalan öğrencilerin Türkiye birincisi olmaları belki imkansızdır fakat ortalama denilecek herhangi bir liseyi kazanmış ise bu onun için bir dünya rekorudur.

Yukarıda bahsetmiş olduğum yabancı isimli kolejlere giden öğrencilerin babalarının öğretim üyesi ile zengin iş insanı olmalarının kendilerine kazandırdıkları arasında okul dışında kalan zamanlarda özel öğretmenler eşliğinde özel derslerin alınması ile LGS maratonunun bu şekilde aşılmasıdır fakat, okula tezek götürmek zorunda kalan bir öğrenci ile kolejde okuyan zengin bir iş insanının çocuğunun aynı sorular ile muhatap olması da sizce de tartışılması gereken bir konu değil midir?

Televizyon ekranlarında gördüğümüz dizi film oyuncularının çocukları Türkiye'nin en iyi kolejlerinden mezun olup diledikleri liselerde okuyup yine aynı şekilde diledikleri üniversiteyi kazanabilir ya da kazanamazsa bile anne babasının parası ile özel üniversitelerde okuyup o diplomayı alabilir.
Coğrafi koşullar doğrultusunda Türkiye'deki eğitimin ele alınması ile zengin fakir çocuklarının muhatap oldukları normal hayat koşulları bile LGS'de kendilerinin başarılı ya da başarısız olmaları sonucunu doğurur.